BIY AD

29 Haziran 2009 Pazartesi

Kupaya Aşk


Herşey bunun içindi işte...

Berent Kavaklıoğlu, Hacettepe Üniversitesi İle Anlaştı



TB2L’nin yeni takımı Hacettepe Üniversitesi, transfer çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

Erkekler İkinci Ligi’nde mücadele etmeye hazırlanan Hacettepe Üniversitesi, dış transferde Kemal Tunçeri ve Onur Altınmakas'ın ardından basketbolseverlerin Ankara Koleji'nden yakından tanıdığı, geçen yıl Kepez Belediyesi'nde forma giyen Berent Kavaklıoğlu’nu kadrosuna dahil etti. Hacettepe Üniversitesi menajeri Doç. Dr. Mutlu Hayran'ın da hazır bulunduğu imza törenin ardından Antrenör Naci Özonay yeni transferleri ile ilgi olarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi; "Bizim için çok önemli bir transferi daha gerçekleştirdik. Berent, hem milli takım, hem 1. lig tecrübesi olan bir oyuncu. Yeteneği, savaşçı karakteri ve kazanma hırsı ile takımımızın önemli taşlarından biri olacak. Berent'in hem Hacettepe'ye hem de Türk Basketbolu’na uzun süreler hizmet edeceğine inanıyorum".


TBF

Chuck Davis Yüzde 95 Cimbom'da


İki ay önce belirttiğimiz haber gerçekleşti. Ama o zaman bütçeyi 10 milyon dolar sanıyorduk, halbuki üç yahut dört milyon dolarmış.

28 Haziran 2009 Pazar

Mutlu Demir ve Bursa


Şu anda bu satırları okuyabiliyor olmanızda Mutlu Demir'in rolü büyüktür. Blogla alakalı olarak sıkıntıya düştüğüm dönemlerde(bir önceki yazıda biraz bahsetmiştim o sıkıntıyı) bana ciddi manada destek veren bir kişi idi kendisi. Yazmaya devam etmem gerektiğini, ona buna kulak asmamamı öğütlemişti bana. Bir kapı kapanınca öteki açılır demişti, söylediği gibi de oldu nitekim. Sağolsun, varolsun.

Takımımızın küme düşmesiyle birlikte bizden ayrılan Mutlu Ağabey, bundan sonra Oyak Renault'da. Yücel Hoca'nın yerli beş numaralarla oynama alışkanlığı, Mutlu Abi'nin daha önceki bir yazımızda bahsettiğimiz özellikleri ve iyi karakteri onu Bursa'ya getirdi. Az önce linkini verdiğim yazıda kendisinden, oyununda vs. epeyce bahsettiğimiz için bu yazıyı pek fazla uzatmayalım diyorum. Eşyalarını toplamaya geldiği sırada programım uyar da Konya'da olabilirsem güzel de bir röportaj planlıyoruz kendisiyle. Başarılar Mutlu Demir!

Sırada Ufuk Kaçar var...

26 Haziran 2009 Cuma

Yokum Diyor

Kapanmaya var mısın yok musun dediler, yokum dedi bizimkiler. Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi yöneticilerinin gerçekleştirmiş olduğu toplantıdan lige devam kararı çıktı. İçeridekilerden kimlerin devam edelim, kimlerin kapanalım dediğini bile az çok tahmin edebiliyorum, umarım yönetim içerisinde yer alan aklı selim sahibi insanlar tıpkı bu toplantıda olduğu gibi ilerleyen görüşmelerde de seslerini biraz daha fazla çıkartıp kulübün menfaatine kararlar alınmasını sağlayabilirler.

Bu sezon ne olup ne biteceğine dairse şiimdilik net hiç birşey yok, bütçe çok fazla olmayacak diye bir duyum geldi ama bu sadece duyumdan ibaret, doğruluğu ilerleyen günlerde belli olacak. Mutlu Akü ile biten sponsorluk sözleşmesini tekrar görüşüyorlarmış şimdi, oradan gelebilecek ücret takımı iddialı hale getirebilir. İlker Türel, Ufuk Kaçar ve Mutlu Demir kesin olarak ayrıldı takımdan, başka takımlarla anlaştılar yani. Diğerleri için de görüşmeler olacakmış, aradan biraz zaman geçince daha detaylı bilgi verebiliriz sanırım.

25 Haziran 2009 Perşembe

Efes Pilsen Dağıtacak


Geçen akşam Efes Pilsen'in taraftar grubu Efeslilerle yemekte buluşan Ergin Ataman bomba açıklamalar yapmış,sağolsun Efesliler'den bir dost bize bildirdi detayları. Çok fazla vaktim yok fazla detaya inmeyeceğim.
Ersan İlyasova ile alakalı gelen soruyu geri çevirmiş, şimdilik konuşmak doğru değil demiş sanırım. Demek ki düşük ihtimal de olsa var böyle birşeyler. Oğuz Savaş için nabız yokluyorlarmış, olmadı Ermal'i geri getirirler belki.
Yabancılardan şu anda durumu belirsiz olan sadece Kakiouzis ve Charles Smith'miş. Milos Vujanic ile yollar kesin olarak ayrılmış. Thornton,Kasun ve Shumpert takımda kalacaklar kesinkes. Yerlilerden de Engin ve Cenk de kesin olarak takımdan ayrılmışlar.
Rakocevic'den daha bomba bir uzun transferi yapacağız demiş, Dwight Howard'ı getirmeye kalkmasın bunlar diye düşünmeden edemiyor insan öyle konuşunca Ergin Hoca. Taraftarlar Smodis mi ki diye birbirlerine sormadan edemiyorlarmış.
Durum kısaca bundan ibaret. Efes seneye sadece ligi değil Avrupa'yı da sallayacak gibi duruyor ama hayırlısı.
Bu arada teşekkürler BS. Mesajın sahibi anladı ne demek istediğimi... ;)

Engelsiz Aslanlar Üst Üste 3. Kez



Beşiktaş'ı 80-66 ile mağlup eden Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbolu'nda üst üste üçüncü defa şampiyon olma gururuna erişti. Son üç senede hiç yenilmeyen Galatasaray'ın artık şampiyon olup olamayacağından çok yenilip yenilmeyeceği konuşulur oldu ligimizde.
Kendilerini tebrik ediyoruz.

24 Haziran 2009 Çarşamba

Scouting Çalışmaları(1)-Marcus Hall

Siyah formalı oyuncu Marcus Hall.
İsim: Marcus Hall

Mevkii: Point Guard

Takımı: Levski-Bulgaristan

Kolej: Colarado

Lise: Jersey Village

Marcus Hall çok yetenekli, adeta basketbol için doğmuş bir oyuncu. Bu büyük yeteneği şu an basketbolcu olarak izliyoruz ancak lisede iken atletizm dalında da çok başarılıymış ve zor kurtulmuş atletizm hocalarının elinden. Bulunduğu ilçenin en iyi uzun atlayıcısı ve koşucusuymuş Hall. Allah'a şükür basketbol oynamaya karar vermiş de biz de onu şimdi seyredebiliyoruz. Fazla gevezelik ettik, kusura bakmayın devam edelim. Hall 29.6 sayı ortalaması ile lise kariyerini tamamlamış. Bir maçta 58 sayı atarak Jersey Village lisesinin tarihine geçmiş, bir maçta en fazla sayı atan oyuncu olarak. Bir defa All-American Second Team'e seçilmiş.

Yine lise yıllarında 100 metreyi 10.8 saniyede koşma başarısı göstererek ne kadar hızlı bir oyuncu olduğuna dair de elimize bir kanıt bırakmayı ihmal etmemiş yetenek patlaması yaşayan genç adam.

Bu başarılı geçen lise kariyeri ile birlikte NCAA'de birçok takımın dikkatini çeken oyun kurucu oyuncu yetiştirmedeki başarısıyla ünlenen ve basketbolun Ajax'ı olarak tabir edilen Colarado'nun yolunu tuttu. NCAA'de Freshman sezonu haricinde sürekli ilk beş oyuncusu olarak göze çarpan oyuncu asıl patlamayı basketbola bir sezon ara verdiği 2006-2007 sezonun ardından yaşadığı Senior yılında yaptı. 14 sayı 3.9 ribaund ve 4 asist gibi NCAA için çok iyi ortalamalar yakalayan Hall, 1.8 gibi yüksek bir top çalma ortalaması da tutturmayı başardı.

Kısa boylu olması nedeniyle NBA takımlarında boy gösteremeyen Hall, ilk profesyonel tecrübesini Bulgaristan'da yaşadı. Sezonu Levski'de geçiren point guard Bulgaristan Ligi'nin oyuncusu seçildi Eurobasket tarafından. 22.3 sayı 3.5 ribaund ve 3.9 asist ortalamasını yüzde 59'luk iki sayılık ve yüzde 37'lik üç sayılık isabet oranı ile yakalayan oyuncu takımını ligde ikinciliğe taşıdı. 31 sayı 11 ribaund 12 asist ile oynadığı CSKA Sofya maçındaki performansı ile şimdiden Bulgar Ligi'nin unutulmazları arasına adını yazdırdı Marcus Hall.
İyi bir penetre yeteneğine sahip oyuncu futbol tabiriyle son vuruşlarda da çok etkili. Fena sayılmayacak bir şuta sahip olan Hall, Türkiye'deki takımlar için biçilmiş kaftan.

23 Haziran 2009 Salı

Dabovic Galatasaray'da mı?


Bjkbasket'e göre evet. Bakalım skandallar kraliçesi Türkiye'ye geri mi dönecek?

22 Haziran 2009 Pazartesi

Cevher Yuvada Kalıyor

Bu sezon gösterdiği performans ile dikkatleri üzerine çeken ve sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle de transfer döneminin gözde isimlerinden biri haline gelen Cevher Özer, Beşiktaş Cola Turka ile yeniden anlaşma sağladı..

Beşiktaş'ın yıllık 500.000 TL önerdiği başarılı power forvete transferin hızlı ekiplerinden Türk Telekom'un 650.000 TL teklif ettiği, ayrıca ismi açıklanmayan bir Yunan takımınında 275.000 Euro teklif ettiği ve bundan dolayı da Cevher'in Beşiktaş'tan kopma noktasına geldiği gündeme yansımıştı. Başarılı oyuncu ile bir görüşme yapan Beşiktaş Cola Turka antrenörü Burak Bıyıktay, ufak sorunlar hariç Cevher ile kesin anlaşmanın sağlandığını ve ilerleyen günlerde resmi imzanın atılacağını açıkladı..

Cevher Özer, Beko Basketbol Liginde geçtiğimiz sezonu; 13.4 sayı, 6.9 ribaund ve 1.4 asist ortalamaları ile tamamlamıştı. Bu arada; Mehmet Yağmur'un Tofaş'a transferinin ardından Chatman'ın yanına yerli bir guard arayışlarına giren siyah-beyazlıların, Efes Pilsen'den ayrılması kesin olarak görülen Engin Atsür ve Galatasaray'dan ayrılan Cüneyt Erden ikilisinden biri ile ilerleyen günlerde sözleşme imzalaması bekleniyor..

A Milli Aday Kadro Tartışmalarla Açıklandı

Polonya’nın ev sahipliğini yapacağı Avrupa Şampiyonası’nda mücadele edecek olan A Milli Takım aday kadrosu, Polat Renaissance Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı..

Federasyon Başkanı Turgay Demirel, A Milli Takım Menajeri Harun Erdenay ve Milli Takımlar Teknik Direktörü Bogdan Tanjevic'in de değerlendirmeler yaptığı basın toplantısına; Mehmet Okur'un durumu ve milli takıma alınması plânlanan bir yabancı oyuncu konuları damgasını vurdu. Mehmet Okur'un durumuna da değinen Tanjevic; "Hepiniz gibi Mehmet Okur'un Türk basketbolu için özel bir oyuncu olduğunu biliyorum. Bu statüye sahip olduğu için belli haklara sahip. Onunla başka oyuncularla yapamadığım şekilde konuştum. Son iki sene de fizik ve sakatlık sorunları yaşadığını biliyoruz. Bu yıl sağlık durumu nedeniyle bizimle olamayacağını ve hazır olması durumunda takıma katılacağı yönünde konuştuk. Aynı zamanda bu pozisyonda bizim elimizde genç oyuncular bulunuyor. Bu oyuncularla Avrupa Şampiyonası'nda mücadele edeceğimizi düşünüyorum. Bu yaz Ersan İlyasova'yı power forvet pozisyonunda daha fazla kullanacağım" dedi.

A Milli Takıma dahil edilmesi gündemde olan yabancı oyuncu hakkında da yorum yapan tecrübeli coach; "Yabancı oyuncu seçerken bu oyuncunun kalbi ve isteği ile burada olması gerekiyor. Ondan sonra bu takımın atmosferini bozmayacak ve oyuncularla takıma saygı gösterecek biri olmalı. Hem iyi basketbol oynayacak hem de kenarda da bu performansı sergileyen oyuncu olması lazım. Kenardan destek vermek çok önemli bir konu. Yetenekli oyuncu olmalı ki biz de onu kadromuza alalım. Geçtiğimiz yıl Hidayet'in dakikası 22-23 civarındaydı. Geride kalan 17-18 dakikada kenarda arkadaşlarına büyük destek verdi. Bu sayede diğer oyuncuların da seviyelerini yukarıya çıkarttı. Böyle bir atmosfer içerisine girmesi gerekiyor. Ancak o şekilde seçebiliriz" açıklamasında bulundu. Bogdan Tanjevic, Cenk Akyol ile ilgili olarak; "Kendisi bana B Milli Takım'da yer almak istemediğini ve ABD'de çalışacağını söyledi. Ben yine de onu çağırmak istiyordum. Mehmet Yağmur ise iyi bir sezon geçirdi. Ancak fizik olarak en üst seviyede oynayabileceğini düşünmüyorum. İyi bir sezon geçirdiği için onu B Milli Takıma dahil ettik" dedi.

Bir diğer ilgi çekici konu ise sakatlığı nedeniyle aylardır basketboldan uzak kalan Engin Atsür'ün yinede aday kadroda yer alması oldu. Bu sezon iyi bir performans gösteren Tutku Açık ve Hakan Köseoğlu ikilisi ise yine ilginç bir şekilde coach Tanjevic tarafından aday kadroya davet edilmediler..

A Milli Takımımızın 17 kişilik aday kadrosunda ise şu oyuncular bulunuyor;
Fatih Solak (Aliağa Petkim), Cevher Özer (Beşiktaş), Barış Hersek (Darüşşafaka), Ender Arslan, Engin Atsür, Kerem Gönlüm, Kerem Tunçeri, Sinan Güler (Efes Pilsen), Oğuz Savaş, Ömer Aşık, Ömer Onan, Semih Erden (Fenerbahçe), Cemal Nalga, Evren Büker (Galatasaray), Hidayet Türkoğlu (Orlando Magic), Ersan İlyasova (Barcelona), Bekir Yarangüme (Türk Telekom)..

21 Haziran 2009 Pazar

Cengiz Karadağ-Galatasaray Cafe Crown Birlikteliği


Normalde böyle konularda takımın ismi daha önce yazılır ancak bu sefer farklı bir durum söz konusu. Biz açıldığımız zaman Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi ile ilgili daha ağırlıklı yazacağımızı söylemiştik. Öyle de oldu nitekim. Takımımızın ligden düşmesiyle birlikte kapanacağına dair söylentilerin artması, bizim de Selçukla alakalı olarak son yazılarımızı hazırlamamıza sebep oldu diyebilirim.


Gelelim yazımızın asıl konusuna, Cem Cengiz Karadağ'a. Bu sezonu Konya ekibi Selçuk Üniversitesi'nde geçirdi koç. Son iki haftayı saymayalım canım. Kendisi bu sezonu bana kalırsa başarılı olarak geçirdi. Nasılına gelelim hemen, ligdeki en düşük bütçeli takıma sahipti Oyak Renault ile birlikte. Bu takım Oyak Renault galibiyetinden sonra play-off yapabilecek konuma gelmişti ancak kimi aklı selim ile hareket eden yöneticiler(!) ne de olsa ligde kaldık diyerek bıraktılar bu sezon için takımla ilgilenmeyi. Kimileri idi bunu yapan, ama balık baştan koktu. Bunu oyuncular kendileri itiraf ediyorlar, alınmaca gücenmece yok şimdi. Hem artık alındığınız zaman da bizi gönderemezsiniz değil mi takımdan, takım olsa belki de... Benim gözümde Cengiz Abi o takımı play-off mücadelesine sokmuş gibi, ya da şöyle diyelim; onun sezonunu içerideki Oyak maçı ile sonlandırıyorum kafamda. Elinde olan birşey yoktu çünkü. O haftaya kadar ligin en düşük bütçeli iki takımından yeni kurulmuş olanına çok da güzel basketbol oynatmıştı ama sonrası az önce anlattığım gibi.


Gelelim bir yardımcı antrenörde olması gereken özelliklere. Bir defa yardımcı koçunu iyi tanımalı. Bu noktada Cengiz Karadağ'ın en ufak bir eksiği yok, yıllardır Okan Çevik'in yardımcılığını yapıyor zaten. Yabancı oyuncu seçimlerinde başarılı olması gerekiyor bütçesi çok yüksek olmayan takımlarda, bu özellik de Cengiz Abi'de mevcut. Geçtiğimiz sezon 60k gibi rakamlara Ekene İbekwe ve Leroy Hickerson gibi Türkiye'de çok iyi performans gösterebilecek oyuncular getirdiğini biliyoruz. Bunun yanında iyi bir yardımcı antrenörün bana kalırsa oyuncularıyla ilişkisi iyi olmak zorunda ki Cengiz Karadağ ve oyuncularının ilişkisi(gerek yerli gerek yabancı) gözlemlediğim kadarıyla hep üst düzeyde olmuştur.


Tüm bu değerlendirmenin arkasından söyleyebileceğim, Cem Cengiz Karadağ Okan Çevikli Galatasaray için iyi bir seçim olmuştur. Umarım bu birliktelik hem Galatasaray Cafe Crown'a hem de ligimizin gelecek vaadeden koçlarından olan Cengiz Karadağ'a hayırlı olur.

Scouting Çalışmaları

Bu bölümde ülkemizde faydalı olabilecek kimi yabancı oyunculardan bahsedeceğiz sizlere. Yakın zamanda faaliyete girecek olan bölümde sevgili Can Akan da bizlere yardımcı olacak. Kimi takımların teknik kadrolarına da ulaşacak olan bu isimler ve onlarla ilgili analizleri umarım keyifle okursunuz.

Repesa Aday Kadroyu Belirledi.

Ülkemizden yakından tanıdığımız ve Avrupa'nın da en önemli coach'larından biri olan Hırvatistan milli takımı antrenörü Jasmin Repesa, Polonya'da yapılacak Avrupa Şampiyonası öncesinde Hırvat milli takımının 24 kişilik aday kadrosunu açıkladı..

Önemli yıldızları da kadroya dahil eden tecrübeli hoca, emektar kaptan Nikola Prkacin'i de yine aday kadroya davet etti. Efes Pilsen ile Beko Basketbol Ligi şampiyonluğuna ulaşan Mario Kasun'un da yer aldığı aday kadroda özellikle geniş uzun rotasyonu dikkat çekiyor. Nikola Prkacin ve Mario Kasun'un haricinde; Nikola Vujcic, Sandro Nicevic, Kresimir Loncar, Ante Tomic, Damir Markota ve Drago Pasalic gibi Avrupa Basketbolunun önemli uzunlarıda aday kadroda yer alıyor. Sakatlığı devam eden Tau Ceramica'lı 2.17'lik genç pivot Stanko Barac ise aday kadroda yer almıyor..

24 kişilik Hırvatistan milli takımı aday kadrosunda şu oyuncular yer alıyor; Zoran Planinic (199-G-1982), Marko Popovic (185-G-1982) , Roko-Leni Ukic (195-G-1984) , Davor Kus (192-G-1978), Marin Rozic (201-F-1983) , Marko Tomas (201-G-1985) , Damjan Rudez (206-F-1986) , Nikola Prkacin (208-C-1975) , Kresimir Loncar (210-F-1983) , Marko Banic (204-F-1984), Sandro Nicevic (210-C-1976) , Nikola Vujcic (211-C-1978) , Mario Kasun (213-C-1980) , Ante Tomic (215-C-1987) , Drago Pasalic (208-C/F-1984) , Krunoslav Simon (197-G/F-1985) , Jakov Vladovic (186-G-1983) , Rok Stipcevic (188-G-1986) , Mario Stojic (198-G/F-1980) , Goran Suton (209-C-1985) , Damir Markota (209-C/F-1985), Tomislav Zubcic (211-C/F-1990) , Mario Delas (207-C/F-1990), Damir Rancic (197-G-1983).

Mutlu Sona Fransa Ulaştı..

Letonya'nın başkenti Riga'da oynanan 2009 Avrupa Bayanlar Basketbol Şampiyonası finalinde, şampiyonanın favorilerinden Rusya'yı 57-53 mağlup eden Fransa, şampiyonluğa ulaşan taraf oldu..
Şampiyon Fransa'da; Gruda 12 sayı 7 ribaunt, Ndongue 11 sayı 4 ribaunt ile galibiyette öne çıkan isimler olurken, Rusya'da; Stepanova'nın 13 sayı 6 ribaunt ve Arteshina'nın 12 sayı 7 ribaunt'luk performansları galibiyet için yeterli olmadı.. Bu arada Belarus'u 63-56 yenen İspanya şampiyonada üçüncü olurken, İtalya'yı 60-56 yenen Yunanistan ise beşinci oldu..
Bu sıralamanın ardından; Fransa, Rusya, İspanya, Belarus ve Yunanistan, Dünya Şampiyonasına katılmaya hak kazanan ekipler oldular..

20 Haziran 2009 Cumartesi

Türk Basketbolu Artık Sarhoş



Bu yazı Kemal Erdem Hamamcıoğlu tarafından kaleme alınmıştır.
Türk Basketbolu Artık Sarhoş

Beko Basketbol Ligi play-off serisi iyi başladı kötü bitti. Taraftar sahaya indi, olaylar çıktı, şampiyonluk unutuldu ve şampiyonluk harici her şey konuşulmaya başlandı. Olaylar buraya nasıl geldi, nasıl devam etti ve bu beklenen son nasıl gerçekleşti ?

Şimdi Fenerbahçe cephesi kendi doğrularını savunurken, Efes ve çakma Efes cephesi ise karşı görüşü savunuyor. Çakma Efesliler de kendilerini iyi biliyorlar. Finalde Efes değilde Telekom olsa onlar Telekomlu olacaktı. Buna Türk gelenek ve göreneklerine uygun bir şekilde şöyle denilir, ‘’El bilmem nesiyle gerdeğe girmek..’’. Bir takıma karşı bu kadar çok ittifak oluyorsa bu o takımın büyüklüğünden kaynaklanıyordur. Biz bu el şeyiyle gerdeğe girenleri bırakarak enine boyuna Fenerbahçe – Efes Pilsen serisinde olanları konuşalım.

Serinin ilk 2 maçında Fenerbahçe kazanırken Ergin Ataman şov vardı. İlk maçta maçı hakemlere havele ederken, 2. maçta Tanrıları araya kattı. Ergin Ataman ilk 2 maçta ortamı o kadar fazla gerdi ki zaten bombanın piminide çekmiş oldu. Ergin Ataman’ın sahadaki tetikçisi Kaya Peker’de verilen görevi en iyi şekilde yerine getirerek ortamın ateşini iyiden iyiye körükledi. İlk 2 maçta tüm bu olup bitenler karşısında Fenerbahçe cephesi kazanmanın verdiği rahatlıkla oraları olmayarak en büyük hatayı yaptı aslında. Fenerbahçe kazanırken konuşsaydı bu noktaya gelmeyebilirdi iş. Kaybederken herkes konuşuyor bu ülkede bir kerede kazanırken konuşun.. Konuşun ki patlamaya hazır bombayı en hasarsız bir şekilde patladın.

Zira 3. maçla birlikte Fenerbahçe cepheside konuşmaya başladı ve haklıyken ‘haksız’ duruma düştü. Kazanırken neden konuşmadın derler adama ve öyle dendi. Kaybetmeyi hazmedemediler demeye başladılar ki Fenerbahçe cephesinin stratejik hatası bu noktada en çok kendilerine zarar verdi.

Efes Pilsen’in Satın Aldığı Basın

Efes Pilsen’in, Türk Basketbolu’ndaki lobisini bilmeyen yok zaten. Parayla satın aldığı kalemleri 5. maçtaki hakem hatasını dahi ‘’Kurallara uygun..’’ diyerek savunmaya başladı. Üstelik bu satılık kalemler Ntv Spor gibi bu ülkede basketbol konusunda büyük yatırımlar yapmış bir kurumda yazıyorlar. Bu satılık kalemin ne dese tersi çıkan NBA yorumlarının hastasıyız. Kaldı ki ‘’Güç bende artık meydan bana kaldı..’’ diyerek etrafında yalaka ordusu toplaması ise cabası. O yalakalar sağda solda küfürleri esirgemezler ama iş şu serinin son maçına gelince bir anda centilmen kesirlerler ve Ali Koç’a bile sallarlar. Nerede o Türk Basketbolu’ndaki MURATHANOĞLU ruhu. Murat Murathanoğlu’nun ruhu aranıyor basında, satılık kalemler ve basma kalıp yalakalar değil. Murathanoğlu gibi isimlerden mahrum kaldığı sürece bu ülke basını bir arpa boyu yol alamaz.

Basından zaten ne beklenebilir ki ? Kendi içinde tutarsız olan basın neyi yönlendirebilir ? Burunların önünü göremiyorlar, çoğu kalemlerini satıyor, bugün kalemi satan yarın neleri satar ?

Şimdi ben bunları yazıyorum diye şu yazıyı okuyacak olanlar bana kızacaklar belki ve bir çoğu küfür edecekler. Ben düşündüğümü yazıyorum, kendimi satmıyorum. Böyle olmak daha iyi en azından içimden geçenleri yansıtıyorum. Yoksa sağda solda ana-avrat küfürler edip burada tamamen kendime zıt şeyler yazsam daha mı dürüst olurdum ?

Neyse olaylar bu noktalara Federasyonun basiretsizliğininde etkisiyle geldi. Eğer ilk 2 maçta Ergin Ataman’ın her türlü çirkefliğine ceza verebilseydiler ve Kaya Peker’e ‘İnsanca’ davranması gerektiğini hatırlatan bir yaptırım uygulansaydı bunların hiçbiri yaşanmıyor olacaktı. Zira bu cezaları verdiğin an karşı tarafada bunu emsal gösterip ağır cezalar verebilirdin. Ona vermiyorsan haliyle öbürünede veremiyorsun. Eh o taraftar sahayada iner başka şeylerde yapar. Sen bu kadar esnek olursan bunlar sana mübah. Bu olaylardan sonra suçlu taraftar ilan edildi ve herkes kefeni yırttı. Bu kadar basit işte bu olaylar.

Tek Suçlu Ergin Ataman

Ergin Ataman ise hala konuşuyor ve çenesi hala durmuyor. Bir insan bu kadar provakatif olabilir mi ? Kadına el kaldıran ve dayak atan biri ki bu olaylar geçtiğimiz yıllarda gündemdeydi şimdi ‘’Şiddete karşıyım..’’ tavırlarıyla şiddeti körükleyen söylemlerine devam ediyor.

Ergin Ataman ‘’Soyunma odasını bastılar..’’ diyor, 2 dakika geçmiyor Kerem geliyor ve ‘’Soyunma odasında kutlama yapıyoruz.’’ Diyor. Ergin Ataman neyin peşinde ? Ergin Ataman çıkıyor ‘’Bu olayların olacacağını zaten biliyordum..’’ diyor sonrada ‘’Tribünde 2 çocuğum var onları düşünüyorum..’’ diyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ey Ataman madem bu olayların olacağını biliyordun oraya ne diye çocuklarını getiriyorsun ? Herkes salak da bir sen misin akıllı. Sen öz çocuklarını bile çirkin oyuncularına alet edebilecek kadar düşüyorsun. Keşke Aydın Örs’ten sadece teknik ve taktik bilgiler değil de biraz da insalık öğrenseydin.

Bu olayların buraya gelmesindeki bir numaralı suçlu Ergin Ataman’dır. Peki bu adama ne ceza verilecek ? Sen adaleti Federasyon bazında sağlayamazsan 6. maçtaki olaylar daha çok olur. Ceza mı vereceksin Fenerbahçe’ye de acıma Ergin Ataman’a da acıma. Ha yok sen Ergin Ataman’ı es geçersen ve tek bir ceza vermezsen şiddetin önünü alamazsın.

Birde kimsenin pek takmadığı ama bazen sınırları zorlayan Efesliler diye garip bir oluşum var. 3-5 kuruşluk avanta karşılığında bir oluşumun parçasılar hesapta. Bunlar yüzünden gerçekten Efes Pilsen’i seven ve Efes Pilsen’i destekleyen insanlarda lekeleniyor. Bu avantacılara yarın bir gün Tuborg 3-5’in üzeri 5-8 verse en kral Tuborgcu olurlar.

Ülker ve Beko Çekilirse ..

Ülker, Türk Basketbolu’nda bir devrim yapmıştı. Şimdi sorumluluğu daha da arttı. Efes Pilsen’in basketboldaki lobisini yıkmak zorundalar. Ya da Başbakan Tayyip Erdoğan bir esneklik göstersin ve içki reklamlarını TV’de serbest bıraksın zaten hal böyle olunca Efes Pilsen, Spor’dan elini ayağını çekecektir.

Eğer Efes Pilsen, kapalı kapılar ardında lobisine devam edecekse, şampiyon olamıyorlar diye Federasyonu çekiliriz diye tehdit edecekse ve tüm bunlara sessiz kalınacaksa o zaman Ülker’de restini çeksin ve ‘’Ben artık yokum arkadaş..’’ desin. Hatta Sayın Ali Koç, tüm bu olan biten rezaletlerden sonra Beko’yu, basketbol sponsorluğundan çeksin. Oyunu kuralına göre oynamak bu değil midir zaten ?

Ve Son Nokta

Her ne kadar Turgay Demirel yalansada Meriç Tunca’nın kaleme aldığı o açıklamaların hepsi gerçek. Zira Demirel zaten bu açıklamaları Tunca’ya değil bizzat Mahmut Uslu’ya yapmıştır. Meriç Tunca’da olayı basına yansıtmıştır. Federason Başkanın o açıklamalarıyla yazıya noktayı koyalım ;
´´Olaylar çok kötü oldu. Efes´in antrenörü (Ergin Ataman) bu serinin başından itibaren ortamı gerecek hareketlerde bulundu. Bunda da başarılı oldu.. Maalesef Fenerbahçeliler de bu tuzağa düştü.. .´´´´Oraya gelmeden önce serinin üçüncü maçına bakalım.. Fenerbahçe 15 sayı önde.. Bir hakem çıkıyor orada başlıyor Fenerbahçe´nin aleyhinde garip düdükler çalmaya.. (Başkan isim vermiyor ama kastettiği hakem‚ Alper Köselerli) Fark eriyor gidiyor.. Tabii burada Fenerbahçeli oyuncuların da hatası var. Onlar da ´Nasıl olsa şampiyon olduk. Seri 3-0 oluyor´ rahatlığına giriyorlar. Topu kaybedip seyirciye bakanlar‚ 4´e 1 gelip 3´lük atanlar.. Tam bir şov olayı yani. Sonra ne oluyor?. Hatalı düdükler ve oyuncuların umursamazlığı maçın gitmesine neden oluyor.. Geliyoruz Ayhan Şahenk´teki serinin beşinci maçına.. Ve 13 saniye kala Fenerbahçe aleyhine çalınan centilmenlik dışı faule.. En tecrübeli dediğimiz Fatih Söylemezoğlu tecrübesini konuşturacağı o pozisyonda anlaşılmadık bir şekilde düdüğü çalıyor.. Ondan sonra başlıyorlar ´Bu federasyon mecburiyetten Efes´i şampiyon yapacak´ söylemleri. Doğru mu bunlar?. Tabiki değil..´´´´Basketbolda maalesef bir çete var.. Bu çetenin içerisinde hakemi de var‚ antrenörü de var‚ basında yazıp‚ televizyonda yorum yapanı da var.. Bunlar aynı zamanda Milli Takımı da çalıştıran Fenerbahçe Ülker´in hocası Tanjeviç üzerinden beni ve Basketbol Federasyonu´nu vurmaya çalışan tipler. Şu son olaylara bakarsak bunlar başarılı olmuş gözüküyorlar.. İşte beşinci maç sonrası Fenerbahçe´nin Asbaşkanı Murat Özaydınlı´nın sözleri..´

Dallas Olmamak İçin BT Gitmelidir

Tüm şu olup biten olayları bir kenara bırakırsak bu seri, 2006 NBA finallerine inanılmaz benziyor.Dallas Mavericks seride 2-0 önde ve 3. maçta Miami deplasmanında 3. çeyrek oyunu domine ediyor ve ipleri eline alıyor. Takım sahibi Cuban kenarda içten içe şampiyonluk şarkıları söylemeye başlıyor. Eh haklıda adam, seride durum 3-0'a gelecek ve işi büyük ölçüde bitirecek. Üstelik takımı 3. çeyrek rüzgarı arkasına almış ve son çeyreğede 77-68 önde giriyor. Ne oluyorsa son çeyrekte oluyor ve Miami muhteşem bir dönüş yaparken hem maçı alıyor hemde seriyi kırıyor ve seri sonunda 4-2 ile şampiyon olurken 4 maç üstüste kazanıyor. (Cuban seri sonrası hakemleri bombalıyor ama o da biliyorduki iş sadece hakemlerle bitmiyordu takım içindede gitmeyen şeyler vardı.)Dallas o sene kendi elleriyle bir nevi şampiyonluğu hediye ederken kenarda basiretsiz bir şekilde takımı yöneten Avery Johnson eleştiri oklarının hedefi oluyor fakat Cuban onu kovmuyor bedelini ertesi sezon ilk turda yaşadıkları Warriors faciasıyla ödüyor.Dallas'da Avery Johnson ne kadar basiretsizse Fenerbahçe'de Tanjevic bir o kadar basiretsizdir. Fenerbahçe takımı hakemleride yenecek güce sahipken Tanjevic'in basiretsizli, beceriksizliği ve iş bilmezliği yüzünden seriyi kaybetmiştir.Fenerbahçe yönetimi, 2006'da Cuban'ın düştüğü hataya düşüp gelecek sezon takımı daha beter bir hale getirmemeli ve Tanjevic'i bir an önce kovamalıdır.Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli oluyor. Aylar önce daha normal sezonun ortalarında bu takımın ''Psikolojik Çöküş'' yaşadığını üzerine basabasa söylemiştim. O vakit darbe yapılıp takımın başına Aydın Örs ya da x bir koç getirilseydi bugün bu takım tüm olup bitene rağmen şampiyonluğunu ilan ederdi.Tanjevic kovulsa ne olacaktı yani Federasyon tavır mı alacaktı ? Alsa ne olurdu bundan kötü mü olurdu ?Lafı daha fazla dolandırmaya gerek yok ;Fenerbahçe yeni sezonda Tanjevic'le devam ederse esas çöküşü o zaman yaşayacaktır. Yeni bir koç takımın başına gelmelidir.
Kemal Erdem Hamamcıoğlu

Rakocevic Efes'de


Efes Pilsen Igor Rakocevic ile anlaştı. Geçtiğimiz sezon İspanya'nın Tau Ceramica takımında forma giyen ve guard pozisyonunda görev yapan Sırp oyuncu 1978 doğumlu ve 1.91 metre boyunda. Rakocevic, 2006-07 ve 2008-09 sezonlarında Avrupa Ligi'nde "Alphonso Ford En Çok Sayı Atan Oyuncu" ödüllerini kazandı.Basketbola Kızılyıldız genç takımında başlayan başarılı oyuncu, burada dört sezon forma giydikten sonra Buducnost'a transfer oldu. Rakocevic 2002-03 sezonunda NBA takımlarından Minnesota Timberwolves'a transfer olurken; bir sezon sonra tekrar Kızılyıldız'a geri döndü. 2004-05 sezonunda İspanya'nın Valencia takımına geçen Rakocevic bir sezon sonra Real Madrid'e ve 2006-07 sezonunda da Tau Ceramica takımına transfer oldu ve geçtiğimiz sezon Tau Ceramica forması ile çeyrek finalde mücadele etti.2008-09 sezonunda Avrupa Ligi'nde 21 karşılaşmada 17.95 sayı ortalaması ile en çok sayı atan oyuncu olan Rakocevic, 16.76 index puanı ile de en değerli oyuncu sıralamasında üçüncü sırada yer aldıEfes Pilsen Genel Menajeri Engin Özerhun, Igor Rakocevic ile ilgili yaptığı açıklamada çok önemli bir oyuncuyu kadrolarına kattıklarını ifade ederken; "Rakocevic hem Avrupa hem de NBA tecrübesi yaşamış ve Sırbistan Milli Takımı forması giymiş kariyerli bir isim. Böyle önemli bir oyuncunun Efes Pilsen'e transfer olmasının takımımıza büyük güç katacağına inanıyorum." dedi.Efes Pilsen Igor Rakocevic ile son bir yılı opsiyonlu olmak üzere üç senelik sözleşme imzaladı.

efesbasket.org

19 Haziran 2009 Cuma

Transfer Gündemi


Asım Pars'ı eski hocası almış, Mersin'e gitmiş kendisi.

Mutlu Demir Oyak flörtünü dün yazmıştık, bugün resmileşmiş.

Erkan Veyseloğlu'nu da Galatasaray istiyor demiştik, devreye Erdemir de girmiş. Çakı gibi takım kuracak Mr.Çakı.

Bu arada Cengiz Abi Galatasaray'da yardımcı koç oldu, dünkü gizli gelişme ben yazdıktan sonra akşam açığa ermiş herhalde, millet de yazmaya başlamış. Kısa bir ayrılığın ardından Okan Çevik ve Cengiz Karadağ tekrar buluşmuş oldu. Bir haftadır belli idi yaklaşık olarak da bugün kesinleşti işte. Hayırlı olsun abicim, ellerinden öperim. :)

Rota Veyseloğlu


Galatasaray Cafe Crown'da Bekir Yarangüme ve Ersin Görkemle anlaşma sağlanamamasının üzerine rota Erkan Veyseloğlu oldu. Bence Banvit adına bu mevkideki oyuncuların kısalmasıyla orantılı olarak pek iyi olmaz bu durum ancak Galatasaray açısından olaya bakacak olursak Erkan Ersin'den iyidir derim. Ligin değerini pek bulamamış oyuncularından birisi kendisi ve iyi bir parça olabilir Galatasaray'da.

Ceo+Koç Taktiği Revaçta


Dediğimiz gibi revaçta şimdilerde bir genel sorumlu, altına bir koç verme işi. Fenerbahçe Ülker'de ve Türk Telekom'da düşünülüyor bu sistem. Kimlerle mi?


Fenerbahçe Ülker:

Genel Sorumlu(CEO): Aydın Örs

Baş Antrenör: Oktay Mahmudi


Türk Telekom:

Genel Sorumlu(CEO): Ercüment Sunter

Baş Antrenör: Murat Özyer

18 Haziran 2009 Perşembe

Dedikodular-Selçuk


Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi takımının oyuncuları, teknik ekibi şusu busu ile ilgili dedikoduları verelim şimdi size. Bunlar sadece dedikodu ama, net bilgiler değil.

İlker Türel: Trabzon yolunda

İsmail Çevik:Trabzon yolunda-Amcası Galatasaray'a istiyormuş falan dermişim. :)

İbrahim Öztürk: Trabzon yolunda

Mutlu Demir: Oyakla anlaştı gibi

Ekene Ibekwe: Beşiktaş Cola Turka peşinde, Galatasaray da her an peşine düşecek gibi duruyor, belli mi olur...
---------------------------------------------------------------------------------

Burak Kozan: Masörümüz Üniversite Milli Takımı'na geçti

Cengiz Karadağ: Eski koçumuzun dedikodusu gizli biraz, susmakta fayda var. :)

Efes Şampiyon!


Efes Pilsen'i de Fenerbahçe Ülker'i de tebrik ediyorum, bize son senelerin en harika final serisini seyrettirdiler. Ne yazıkki bu güzel serinin önüne geçti maç sonu çıkan olaylar. Yaşananları en iyi anlatan da sanırım Ergin Ataman olmuş, aşağıdaki vidyo herşeyi anlatıyor sanırım. Bu meselelere daha fazla girmek basketbolumuza zarar verecek kanımca...

17 Haziran 2009 Çarşamba

Önümüzdeki Sezon İçin Galatasaray'da Planlar


Önümüzdeki sezon için Galatasaray'da planlar:


1-) Yabancı-Can

2-) Evren-Murat

3-) Yerli*-Tufan-Yabancı**

4-) Yabancı-Polat

5-) Yabancı-Hüseyin***-Cemal


*Ersin Görkem ve Bekir Yarangüme ile ilgilenmesine karşın bu girişimlerden herhangi bir sonuç alamamış Galatasaray. Şimdi bir başka yerli oyuncu var gündemde. İki güne camiada yayılacaktır ismi.

**Üç numaradaki yabancının alınıp alınmayacağı, nasıl bir oyuncu olacağı, ne kadar ücrete oynayacağı çok net değil şu an için.

***Hüseyin'in kalmasını teknik heyet çok istiyor ve planlar onun kalmasına göre yapılıyor, şu anda kesinleşmiş birşey yok.

Antalya Ekipleri Ersin İçin Kapışıyor


Türk Telekom'a gitti gidecek denildi, olmadı. Sonra Galatasaray'a imza attıranlar oldu, bugünkü gazeteler mesela... Ama bunlar gerçeği yansıtmıyor. Türk Telekom ve Galatasaray'ı aşan bir teklif Ersin'e Kepez Belediyesi'nden geldi. İki sene için düşmemeye oynayan bir takımın tüm oyuncu bütçesi kadar bir teklif aldı Ersin. Bakalım bu kapışmadan kim galip çıkacak? Nihayetinde de Ersin büyükleri teptiğine pişman olacak mı?

16 Haziran 2009 Salı

Ahmet Çakı Dünya Evine Girdi


Tebrikler koç, Allah bir yastıkta kocatsın ne diyelim... :)

13 Haziran 2009 Cumartesi

Transfer Gündemi


Önder Külçebaş Antalya'da, Evren Büker Galatasaray'da, hayırlı uğurlu olsun...

10 Haziran 2009 Çarşamba

Rakiplerimizi tanıyalım

Letonya'da devam eden 32.Avrupa Şampiyonası'nda A Milli Takımımız ilk tur mücadelesinde 2 galibiyet elde ederek İkinci tura yükseldi. Milliler 2.turda, Fransa, İtalya ve Beyaz Rusya ile karşılaşacak.

Millilerin F Grubu’ndaki ilk maçını İtalya karşısında oynayacak. Şampiyonaya D Grubu’nda başlayan İtalya, ilk maçında Fransa’ya 61-76’lık skorla kaybettikten sonra, İsrail ve Beyaz Rusya karşısında kazanmayı bildi. İsrail’i 75-64 ile geçen İtalya, Beyaz Rusya’yı ise 67-58’lik skorla mağlup etti.

İtalya’da Raffaella Masciadri 17.3 sayı sayı ortalaması ile takımının en skorer oyuncusu oldu. Masciadri, özellikle üç sayılık atışlardaki başarısı ile dikkat çekerken % 57.1’lik isabet oranı yakaladı.

Gök Mavililerde; Masciadri ve 12.3 sayılık katkı yapan Laura Macchi’nin dışında, Simona Ballardini 9 sayı ortalamasını yakaladı. Maç başına 34 ribaund alan İtalya, grup maçlarında iki sayılık atışlarda % 42.9, üç sayılık atışlarda ise % 43.1 gibi iyi bir oran yakaladı.

Ay Yıldızlılar, Letonya’daki Avrupa Şampiyonası öncesinde oynadığı eleme maçlarında İtalya ile oynadığı 2 maçtan da galip ayrılmıştı. 27 Ağustos 2008 tarihinde Chieti’de rakibini 55-63’lük skorla mağlup eden Potanın Perileri, 13 Eylül 2008 tarihinde ise Adana’da konuk ettiği rakibini 19 sayılık fark ile yenmişti (80-61).

Elemelerde Hırvatistan, Slovakya, Macaristan ve Romanya gibi takımlar ile mücadele eden Fransa, Avrupa Şampiyonası’nda başarılı sonuçlar elde etti. Elemelerde sadece Slovakya’ya kaybeden Fransa, Letonya’daki Avrupa Şampiyonası grup maçlarında sırasıyla İtalya, Beyaz Rusya ve İsrail’i geçmeyi bildi.

İtalya karşısında 76-61’lik galibiyet alan Fransa, ikinci maçında Beyaz Rusya’ya, üçüncü maçında ise İsrail’e mağlup ederken zorlandı. İkinci maçında Beyaz Rusya’yı normal süresi 59-59 eşitlikle tamamlanan maç sonrasında 63-61 yenen Fransa, İsrail karşısında da ecel terleri döktü. İsrail karşısında ilk periyodu 17-19, devreyi ise 36-39’luk skorla geride kapatan Fransa, son 10 dakikadaki performansı ile sahadan 73-70 galip ayrıldı.

Takım oyununu benimseyen ve her oyuncunun skora katkı verdiği Fransa’da Sandrine Gruda 15.3 sayı- 7 ribaund ortalamaları en önemli oyuncu durumunda. Gruda dışında Celine Dumerc 8 sayı, Endene Miyem ve Emmeline Ndongue 7.7’şer sayı, Isabelle Yacoubou-Dehoui ve Emanuelle Hermouet ise 6.7’şer sayı ile oynadılar.

41.3 ortalama ile Avrupa Şampiyonası’nın en ribaundçu takımı olan Fransa, maç başına bulduğu 70.7 sayı ile de Letonya ve İspanya’nın ardından üçüncü sırada bulunuyor. İki sayılık atışlarda % 51.6 ile turnuvada ikinci sırada bulunan Fransa, üç sayılık atışlarda ise % 23.7’de kaldı.

Son yıllarda başarılı sonuçlar elde eden Beyaz Rusya gerek hazırlık döneminde gerekse Avrupa Şampiyonası’nda beklenenin altında kaldı.

Hazırlık döneminde, İstanbul’da gerçekleştirilen 8.Zafer Kupası’na katılan ve 3 maçta sadece 1 galibiyet elde edebilen Beyaz Rusya, Avrupa Şampiyonası’nda da grubunda oynadığı maçların birinden galip ayrıldı. Turnuvadaki ilk maçında İsrail’i 81-76’lık skorla mağlup eden Beyaz Rusya, ikinci maçında Fransa’ya uzatmada 61-63 kaybederken, son maçında İtalya’ya 58-65’lik skorla geçildi.

A Milli Bayan Takım, 23 Mayıs 2008 tarihinde Zafer Kupası’nda Beyaz Rusya ile karşılaşmış ve sahadan 12 sayılık fark ile galip ayrılmıştı (63-51). Baskılı savunma karşısında zorlanan Beyaz Rusya, Ay Yıldızlılar ile oynanan maçta da 23 top kaybı yapmıştı. Aldığımız galibiyette Bahar Çağlar 13 sayılık performans sergilerken, Nevin Nevlin 10 sayı- 8 ribaund, Naile İvegin ise 8 sayılık oyun çıkartmıştı.

Tatyana Troina 11.3 sayı ortalaması ile Beyaz Rusya’nın en skorer oyuncusu olurken, Katsiaryna Snytsina 10.7 sayı, Yelena Leuchanka ise 8.7 sayı - 7 ribaund istatistiklerini yakaladı.

Rakipleri karşısında 66.7 sayı ortalaması ile oynayan Beyaz Rusya, potasında ise 68.7 sayı gördü. Rakipleri karşısında 34 ribaund alan Beyaz Rusya, maç başına 12.3 asist yaptı.

Banvit transferde hızlı

Bandırma Banvit, Barış Ermiş ve Barış Özcan'ı kadrosuna katmış. Hayırlı olsun diyoruz.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Mustafa Özben Röportaj



Türkiye’nin en önemli anonsçusu Mustafa Özben, hem de tartışmasız olarak. Ülke olarak pek de iyi olamadığımız basketbol anonsu, modernce saha içi spikerlik hizmetleri, konusunda Mustafa Abi diğer anonsçulardan ayrılıyor. Onu diğer anonsçulardan ayıran şeyin sesi olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Atalarımıza sonsuz saygım vardır, güzel laflar ederler; onlardan bir tanesinde de diyorlar ki “Her işin başı çalışmak.”. Ne de güzel söylemişler canına yandıklarım, en alakasız bir iş gibi görünen anons meselesinde dahi çalışmak birinci kural. Nasıl mı, buyurun Mustafa Özben’e kulak verelim…

Alperen Kaplan: Mustafa Abi ilk olarak teşekkür edeyim size isteğimizi kırmayıp bu röportajı gerçekleştirebilme fırsatını bize sunduğunuz için. Ayrıca biliyorsunuz ki bu röportaj benim için apayrı bir anlam ifade ediyor, kendi mesleğimde Türkiye’nin en iyisisiniz ve ben şu an sizinle karşı karşıyayım, benim için az evvel de belirttiğim üzere çok hoş bir deneyim olacak.

Mustafa Özben: Güzel sözlerin için teşekkür ederim Alperen, bana yapmış olduğun tartışmasız en iyi yakıştırması gerçekten de güzel. Umarım keyifli bir söyleşi olur.

A.K: Sorularımıza başlayalım isterseniz. Bu işe nasıl başladı Mustafa Özben, ne zaman başladı ve buralara nasıl geldi, hangi üniversite mezunusunuz? Tek sefer için çok soru sorduğumun farkındayım son bir tanesi ile bitirelim. Bir anonsçu nasıl ilerleyebilir mesleğinde?

M.Ö: Bu işe bundan takriben yedi sene önce başladım ve o gün bugündür bu işi yapıyorum, zevk alarak... Efsane Chicago Bulls takımı ile birlikte merak salmıştım anons yapmaya, o takımın maçları esnasındaki anonsları dinleye dinleye sevdim şimdiki işimi. Boğaziçi Üniversitesi mütercim tercümanlık bölümü mezunuyum.

A.K: O bildiklerinize geçmeden önce bu mesleği severek mi yapıyorsunuz onu öğreneyim sizden, sonrasında bildiklerinizi anlatırsınız… :)

M.Ö: Tereddüt etmeden evet diyorum, hem de benliğimde zerre miktarı tereddüt olmadan söylüyorum bu kelimeyi. Kesinlikle zevk alıyorum yaptığım işten, bir sözümle birlikte koca bir salonun harekete geçmesi ya da heyecanlı bir sessizliğe bürünmesi benim açımdan çok hoş bir şey. Anons konusuna meraklı arkadaşlarım, kardeşlerim için de bir şeyler anlatmaya çalışacağım röportaj sırasında, ara ara bu işin inceliklerinden bahsedeceğim, tabir-i caizse beni iyi yapan meseleleri onlarla paylaşmaya çalışacağım. Az önce söylediğim gibi koca salonun benim tek bir sözümle beraber ses dozajının artıp azalması benim için güzel bir şey ancak ben bu ayarlamayı salona bir şeyler söyleyerek yapmıyorum. Onlara ne yapmaları gerektiğini ima yoluyla anlatıyorum. Örneğin anonsunu yapmış olduğum takımda bir oyuncu serbest atış kullanacağı zaman, bu takımın ismi hiç fark etmez, taraftarlara sessiz olmaları konusunda bir tavsiyem olmaz, fakat öyle bir “ Ömer Âşık iki serbest atış kullanacak.” derim ki onlar ne yapmaları gerektiğini anlarlar ve ona göre hareket ederler. İlk tavsiyem bu olsun hadi, kesinlikle maç içerisinde (molalarda, periyod aralarında, top oyuna sokulmadan olabilir ama) ‘Islık’ vb. ifadelerle tribünleri savunmada aktif hale getirmeye çalışmayın. Tabi doğrudan ıslık sözcüğünü kullanarak yönlendirme konusunda da Federasyonun yasağı var. Ama Avrupa maçlarında bunu ben de dâhil tüm arakdaşlar kullanıyoruz.

A.K: İşin inceliklerini öğrenebilmek önemli, benim diyen ve büyük takımların anonslarını yapan insanların bile bu röportajdan öğreneceği çok şey olacağı belli oldu. Peki, sizce ülkemiz basketbol anonsu konusunda nerede?

M.Ö: Daha yolun başında bile değiliz diyebilirim. Bu ülkede basketbol karşılaşmalarında anons yaparak belli bir gelir elde eden birkaç kişiden biriyim; belki de büyük olasılıkla en çok gelir elde eden kişiyim. Ama yurtdışındaki emsallerimize oranla çok ama çok az kazanıyorum, kazanıyoruz. Bu işin önemi daha iyi anlaşıldıkça, bu işi “hakkıyla ve iyi” yapan arkadaşlarımızın gelirleri de ona göre doğru orantılı olarak artacaktır. Henüz yeterince saygınlığı yok ne yazık ki bu işin... Ama zamanla olacak, Türkiye’de de oturacak bu iş...

A.K: Peki bu saygıyı üst seviyeye nasıl çekebiliriz sizce, anons işi bu ülkede nasıl olacak da önemsenmeye başlanılacak, bir fikriniz var mı?

M.Ö: Ne zaman ki yöneticiler bu işin ne derece önemli olduğunun bilincine varacaklar, biz de o zaman bir üst seviyeye erişebileceğiz bu konuda. Anonsçular yaptıkları anonslarla takımlarına maç kazandırabiliyorlar, İspanya’da, İtalya’da ve Yunanistan’da insanlar bu meselenin önemini kavramışlar ve ona göre bir organizasyona sahipler. Ama Türkiye’de kimi salonlarda doğru dürüst ses sistemi bile yok. Amerika’da anonsçu seçimleri yapılırken son derece titiz davranıyorlar. Uzman jüri heyeti adayları sınıyor ve anonsçuları o şekilde belirliyorlar. Bir de kendi ülkemize bakalım, birçok takımın anonsçusu (sen dâhil) bu işten maddi bir gelir elde edemiyor.

A.K: NBA’ de en saygın işlerden bir tanesi anons işi ve orada oynayan insanlar 2010 için Türkiye’ye gelecekler. Bu konuyla ilgili de gönüllü kişiler arıyormuş TBF, yani şu gönüllüler göreve başlığının altında anons konusu da yazıyor. Garip değil mi, daha önce eline mikrofon almamış kişiler Chaunchey Billups anonsu yapacaklar ve bunu tüm dünya dinleyecek. Bir Mason’a bakacaklar, bir de bizim arkadaşa, bize gülecekler. Son derece saçma bir uygulama bana kalırsa bu uygulama.

M.Ö: Bence bu iş gönüllü yapılacak bir iş değil, gönüllü yapılamayacak kadar değerli bir iş. Belirttiğin gibi daha önce eline mikrofon almamış insanların FIBA 2010 Dünya Şampiyonası’nda anons yapacak olmaları “olasılığı” bile son derece riskli bir durum.

A.K: Sizin bir fikriniz var mı bu konu ile ilgili?

M.Ö: Elbette ki var, ancak şu an erken. Basketbol Federasyonu ile konu ile ilgili görüşmeyi planlıyorum. Ama şu anda birşeyler söyleyebileceğim noktada değilim henüz.

A.K: Başka bir konuya geçeyim Mustafa Abi hazır Mason demişken, Detroit Pistons’un anonsçusu John Mason bilmeyenler için söyleyelim ve NBA’ de ki en iyi anonsçu olarak gözüküyor. Bendeki anons sevdasını başlatan isimdir ayrıca kendisi de, o Mr. Rasheed Wallace ve Chaunchey Bil-Bil-Bil-Pillups anonslarıdır bana bu işi sevdiren de. İşte o anonsçu ile görüştüğünüzü biliyorum, biraz açar mısınız bu görüşmeyi ve bu görüşme konusu üzerinden işinize göstermiş olduğunuz önemi.

M.Ö: Evet telefonla bir kez görüştüm John Mason ile. Ben dünyanın her yerinde yapılan anonsları takip ediyorum. Ülkemizdeki ve yabancı ülkelerdeki forumlarda anons ile ilgili açılan konuları mutlaka araştırıyorum. Fenerbahçe, Galatasaray, Efes Pilsen ve Beşiktaş taraftar forumlarının basketbolla alakalı bölümlerini mutlaka okuyorum. En kıyıda köşede kalmış bir blogda benimle ilgili yazılmış bir yazıyı buluyorum ve bunları işimi ciddiye aldığım için yapıyorum.

A.K: Keyifli bir söyleşi oldu benim açımdan, umarım aynı fikirdesinizdir. Son olarak yeni nesil anonsçulara vereceğiniz bir mesajınız var mı?

M.Ö: Kesinlikle kendilerinden emin olmasınlar, ne kadar iyi olurlarsa olsunlar. Maçtan önce kendileri tek tek yazsınlar rakip takımın oyuncularının ve kendi takımlarının oyuncularının isimlerini. Bu fotoğrafik hafızayı oluşturur ve isimler daha kolay akıllarında kalır.

A.K: Az önce son demiştim de bu son olsun müsaadenizle, NBATURKA’nın değerli takipçilerine neler söylemek istersiniz buradan?

M.Ö: Az önce kimi forumları takip ettiğimi söylüyordum ya, bunlardan bir tanesi de NBATURKA işte. Sık güncellenen haberleri ve seviyeli tartışma platformu ile çok yakında hak ettiğiniz yere ulaşacaksınız, bundan eminim.

A.K: Çok teşekkür ederim Mustafa Abi, size kolaylıklar dilerim…

M.Ö: Ben teşekkür ederim sevgili Alperen.
Not:Bu röportaj Nbaturka.net adına yapılmıştır.

7 Haziran 2009 Pazar

Yenilgiyle Başladık


Pota'nın Perileri Avrupa Şampiyonası'na yenilgi ile başladılar. İki önceki yazımız da oynamayacağını belirttiğimiz Yasemen oynadı bu arada, özür dileyelim sizlerden. Ayrıca hedef maçımız değildi zaten Rusya maçı, umarım ilk 5 e girebiliriz bu defa. Gülşah 11 sayı 3 ribaundla oynadı, öbür taraftan Nevlin 10 sayı 9 ribaund ile ciddi bir katkı verdiler. Rusya'da ise Svetlana Abrosimova 16 sayı, 5 ribaund, 2 asist ile en önemli katkıyı veren oyuncu oldu takımında. Skoru unuttuk yahu, 74-61...

Okan Çevik ve Galatasaray Cafe Crown


Galatasaray Cafe Crown’da küçülme yaşanacağını belirtti bu hafta içerisinde Sayın Yiğit Şardan. İnsanlar da doğal olarak sorma ihtiyacı hissediyor ne kadar büyüktünüz de küçüleceksiniz diye. Sarayın Sultanları Çağlar Abi’nin söylediğine göre oyuncu bütçesi 2 Milyon Dolar’a kadar düşecekmiş. Ancak son zamanlarda kulübün içerisindeki kimi kesimlerden gelen baskılar sonucu bu duruma bir düzenleme getirilip 4-5 Milyon Dolarlık bir bütçe ile takım kurulabilirmiş. Okan Hoca’nın başa getirilmesi de hedeflere uygun bir hamle olarak göze çarptı açıkçası. Kimi kesimlerce Bayan Basketbol takımına bile bir gömlek küçük geldiği düşünülen Okan Çevik’in erkek takımının başına geçmesini fiyasko olarak görenler var. Ben o kadar da karamsar olmasam da 20 senedir bekleyen Galatasaray taraftarları şampiyonluğu görebilmek için en az bir sezon daha bekleyecek gibi gözüküyor.

Bayan Basketbolu'nda Gündem

Yaramaz Kız Kara

—Fenerbahçe‘de Pondexter’ın geri dönüşü gündemde. WNBA sezonunun başlamasından sonra bu konuyu düşünemeyeceğini söylemiş Pondexter da, Fenerbahçe’yi sevdiğini ve İstanbul’da Rusya’dakinden daha iyi bir ortama sahip olduğunu belirtmiş Fenerbahçeli taraftarların sevgilisi ancak kariyer hedeflerinden taviz vermesinin de söz konusu olmadığını belirtmiş. Yani adam gibi takım kurun ben de seve seve gelirim, birlikte F4 yapalım demiş hanımefendi. Zaman gösterecek her şeyi…

—WNBA sezonu dün gece oynanan Detroit Shocks-Los Angeles Sparks maçı ile açıldı. LA maçı rahat kazanırken bu mücadelede bu yıl Türkiye’de görev almış üç oyuncu forma giydi. Beşiktaşlı Nolan, eski Galatasaraylı McWilliams ve Fenerbahçeli K.Smith. Kara Braxton da Detroit ekibinde forma giyiyor ancak alkollü araba kullanırken yakalandığı için 6 maç ceza almış yaramaz kız.

—Galatasaray’da Işıl Alben’in sakatlığı konusunda olumlu gelişmeler yaşanıyor. Mihriban Oğuz hanımefendi ile görüştüğümde kendisinin de Işıl’ın sakatlığını kariyerinde yaşamış olduğunu ve bu sakatlığın arkasından 7 sezon daha basketbol oynadığını belirtti. Işıl’ın da sezon başlamadan çalışmalara başlaması hedefleniyor.

—Esra Şencebe’nin sakatlığı çok da ciddi değilmiş, sezon içerisinde de kendisini rahatsız eden bel ağrısı nüksetmiş. Yasemen’in durumu da ciddi değilmiş, ancak genç basketbolcu A Milli takım forması giymeyecek Avrupa Bayanlar Basketbol Şampiyonası’nda, çünkü Ümit Milli takımla birlikte olması gerekiyor.