BIY AD

7 Mayıs 2010 Cuma

Beşiktaş ve Newley'in seçimi {Okay KARACAN}




Sezonun olgunlaştığı bir dönemdi ve köşeyi basketbola ayırmıştık. İstim üzerindeki Beşiktaş'ın sezonu şampiyon kapatabilecek potansiyeli üzerinde durduğumuzu hatırlıyorum. Tek yapılması gereken, oyuncuların ödemelerinin düzenli bir şekilde yapılması ve bilhassa yabancı oyuncuların bu konudaki hassasiyetlerinin iyi yönetilmesiydi.
Akatlar'ın harika atmosferini yaratan seyirciyi o salona toplamanın tek yolu basketbol takımını, futbol takımı için harcanan onca milyon doların yüzdece minicik bir kısmıyla iyi idare etmekti.

İşlerin şimdiye kadar iyi gittiği söylenemez. Fırtınalı günler yaşandı basketbol takımında. Aksayan ödemeler, göz ucuyla duyulan ilgi ve kaçan seyirci başlangıçtaki harika havayı yok etti. Akatlar'ı birkaç sezon önceki atmosfere çevirmek mümkün olmasa da takım birdenbire play-off serisinde sezonun favori takımı Telekom'u, 1-0 geride başlamasına rağmen, üstelik Ankara'da iki kez yenip 3-1'lik seriyle elemeyi başardı.

Filmi biraz geri sarıp 5-6 hafta öncesine dönünce aslında bugün gelinen noktanın pek de beklenmediğini söylemek yerinde olur. Galatasaray'la oynanan maç öncesi takımın önemli silahı skorer ismi Avustralyalı Brad Newley'e alacaklarının ödenmemesi nedeniyle sözleşmesini tek taraflı feshetme hakkı doğmuştu. Bu arada cazip bir para karşılığında İtalya'nın Armani Jeans takımıyla anlaştığı haberi şok etkisi yaratmıştı.

Baxter sorunu, Chatman'ın doping hadisesi son derece sıradan geçen basketbol sezonunu renklendirecek takımın enerjisini uçurmuştu. Newley haklı olarak, İtalya'da en az bir ay daha basketbol oynayacak, profesyonel yaşamın gereği ücret ödeyene hizmet edecekti. Beşiktaş yönetimi geç de olsa devreye girip Avustralyalıya ödemelerin yapılacağını, kontratı feshetme hakkını dondurmasını istediler. Bu arada Armani Jeans, kararı kalmak yönünde olsa da, işi biter bitmez İtalya'ya gelmesi teklifini iletmişti Newley'e.. Durumu kimseye açmayıp, yeni bir pazarlık hesabına girmeden takımda kalmayı tercih etti. Fazladan üç beş kuruş fazlasını değil, takımdaşlığı ve mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeyi yeğledi. Bu aşamada özel antrenmanlar yapmaya başladı. Saatlerce şut çalışması yapıyor, sezon ortalamasını zorlamaya başlıyordu. Newley çalışmasının karşılığını play-off'larla birlikte almaya başladı. Telekom serisinin yıldızıydı. NBA patentli Davis'i durdurduğu ikinci maçın en çok skor üreten, 25 sayıyla galibiyeti getiren ismiydi. Newley'in cesur yüreği serinin üçüncü maçında da başladığı işi bitirmenin huzuruyla çarptı ve bu kez 21 sayı ve dengeli oyunuyla maçın kahramanı oldu.

Newley'in alkışlanası, ders alınası hikâyesini aslında geçen hafta kişisel blogunda kariyerin paradan daha önemli olduğunu dile getirdiği yazısıyla Karşıyaka'nın Amerikalı basketbolcusu Zelly Wesson dile getirmişti.

Galiba aklın yolunu bir tutan adamlar bu ülkede spor yapıyor ve biz onları fena halde ıskalayarak yaşıyoruz. İşte Newley'i anlamak için Wesson'ın satırlarından bir demet: "Çok kısa olduğunuzu söylüyorlarsa, onlara hatalı olduklarını kanıtlayın. Tecrübesiz olduğunuzu söylüyorlarsa, onlara hatalı olduklarını ispatlayın. EuroCup ya da Eurolig'de oynayamayacağınızı söylüyorlarsa, o zaman onlara yanıldıklarını gösterin. Bütün bu yorumları kullanın, omuzunuzun üstünde bir çiple oynayın. Her yıl düzenli olarak daha iyiye giden oyuncular böyle oyunculardır. Para kazanmayı hak eden oyuncular böyle oyunculardır. Böyle oyuncuların kariyeri olur. Kendilerini daha iyi olmak için motive edecek herhangi bir şey mutlaka bulurlar!

Kimseye bir şey verilmez. Bir sözleşmeyi elde etmek için, yükümlülüklerinizi yerine getirmelisiniz. Bazen ileriye bir adım atma fırsatı yakalamak için, geriye doğru 2 adım atmalısınız. Ama her başarı ile bir ödül gelir. Yaz yaklaşırken tüm sporculara en iyi dileklerimi sunuyorum. Odaklanın!"

İtalya'da Beşiktaş'ta tahsil edemediğinden fazlasını alacakken, kariyerine ihanet etmeyen, bir adım öne çıkmak için iki adım geriye giden, işine odaklanan Newley'e bizim verebileceğimiz tek ödül alkış olur.

Beşiktaş kulübü ise, onun ince ruhunu anlayarak ancak odaklanır.

Futbol takımının berbat sezonunu basketbol takımı bir şampiyonlukla telafi edebilirdi. Hâlâ edebilir mi? Biraz zor, rakip Efes Pilsen ve kadro derinliği güçlü rakibi Newley bile kolay kolay alt edemez.

Hakkı ile oynayıp, şerefi ile kazanma hikâyesine bundan daha iyi örnek olabilir mi?

Pascal Nouma'ya idol rolü biçenler, Çarşı! Bu Avustralyalıya siz nasıl teşekkür edileceğini bilirsiniz.