BIY AD

30 Nisan 2009 Perşembe

Euro League'de Final-Four Heyecanı Başlıyor

Avrupa'nın bir numaralı organizasyonu olan Euro League'de Final-Four heyecanı Berlin'de start alıyor. 1 Mayıs Cuma günü başlayacak olan organizasyonda; TSİ 19.00'da İspanya'nın güçlü ekibi Regal Barcelona ile son şampiyon Rusya'nın CSKA Moskova ekibi karşı karşıya gelecek. TSİ 22.00'de ise Yunanistan'ın ve Avrupa'nın en önemli derbilerinden olan Olympiakos ile Panathinaikos mücadelesi finale çıkacak ikinci takımı belirleyecek..

İlk gün maçlarını kazanan ekipler 3 Mayıs Pazar günü TSİ 21.00'de başlayacak finalde karşılaşacak. İlk günün mağlupları ise aynı gün saat 18.00'de üçüncülük için mücadele edecek.
Final-Four'da mücadele edecek dört takım içerisinde en sıkıntılı olan ise dev bütçesi ile kupayı kazanmayı sezon başından beri hedefleyen Olympiakos. Pire ekibi Olympiakos'ta sakatlıkları bulunan Panagiotis Vasilopoulos ve Michalis Pelekanos'un bu maçlarda oynaması beklenmiyor..

King Solomon'dan İlginç Açıklamalar

NBA'de sezonu son sırada tamamlayan Sacramento Kings'te istediği şansı bulamayan ve tekrar Fenerbahçe Ülker forması giymeye başlayan Willie "The King" Solomon'dan NTVSpor'a ilginç açıklamalar geldi..

Bir süredir adı Türk Milli takımı ile de anılan başarılı guard; "Şu anda herşeyimle lige konsantre oldum. Ama Türkiye Milli Takımı'nda oynamak benim için çok önemli bir tecrübe olur. Şu ana kadar kimseyle konuşmadım. Ancak teklif gelirse ailemle oturup konuşurum. Kulübün görüşünü alır bunu değerlendiririm. O düzeyde mücadele etmek benim için önemli bir deneyim olur" dedi.

Yıldız oyuncunun bu demecinin aksine kulislerde konuşulanlar ise; Turgay Demirel'in bu oyuncunun ülkemizdeki sicilinin pek parlak olmadığını ve tuvalet ihtiyacını bir ticari taksinin kaportasında gidermesinin halen unutulmadığını bildiği için Solomon'ı veto ettiği, yerine ise Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin başarılı guardı Chris Lofton'ın düşünüldüğü yönünde..

Röportajın geri kalanında; kendisiyle ABD'de olduğu dönemde bir çok takımın ilgilendiğini ancak Fenerbahçe'yi tercih ettiğini de belirten Solomon, "Bana Galatasaray'dan teklif gelse dahi bunu kabul etmem. Ben Fenerbahçe'de oynuyorum. Galatasaray ya da Beşiktaş forması giymem. Türkiye'den bazı teklifler oldu ama Fenerbahçe dışında bir takımda oynayacağıma başka bir ülkeye giderim" diye konuştu..

29 Nisan 2009 Çarşamba

Ayıp Oluyor be İbo!




Seni bu ülkede herkes çok seviyor ama ikinci ligin suyunu çıkarmaya başladın kendi başına. Her pozisyonun ardından hakeme de oynanmaz ki baba. Ayıp,gerçekten ayıp.

Gidenlerin Ardından-Cengiz Karadağ(1)

Cem Cengiz Karadağ, dün ayrıldı takımdan,Konya'dan. Biz de hakkında birşeyler yazalım bugün.



Kendisini ilk olarak Hakan Yavuz'un ayrılışının ardından bir maç sonundaki basın toplantısında tanımıştım. Niye bilmiyorum çok hoşuma gitmişti,belki de her zamanki o kibar,saygılı tavrındandır;kimilerinin layık olamadığı o tavırdandır. Aradan belli bir zaman geçmiş, kendisi takımımızdan ayrılmıştı. O vakitten sonra Akçakoca Poyraz'ın başında yaptığı inanılmaz işleri imrene imrene seyrettik, sene sonunda sağolsunlar kulübümüzden bazı değerli insanlar anlaşmışlar kendisi ile.



Biz de bir röportaj yapalım dedik Cengiz Karadağ ile,işte o vakitten sonra tanıştım ben de bu değerli insanla. O günden sonra bizim basketbolu daha iyi öğrenebilmemiz için bize kulüpte kendisine yardımcı olmamız teklifinde bulundu(bir arkadaşımla gitmiştim röportaja). Sevinerek kabul ettik biz de,bize ihtiyacı olmamasına rağmen,bizi tanımıyor olmasına rağmen sırf şu ülke basketboluna belki bir katkım olabilir diyerek çok sıcak davrandılar bize Gökhan Abi ile birlikte. Öylesine iyi kalpli bir insan düşünün ki hiç tanımadığı bir insanı alsın arabası ile yemeğe götürsün, koskoca baş antrenör getirip götürsün o adamı yemeğe,sağa-sola... Ama herşey hakedene. Sen bir iyilik yaparsın, iki olur üç olur;karşı taraf hala eskisi gibi devam ederse yapacak birşey olmaz. Cengiz Abi de bunu yaşadı işte. Kim kendisine bir teklifle gelse davetini kırmazdı, hadi abi röportaj yapalım; tabii olur. Hadi Cengizcim bir okul bizi çağırıyor ne dersin,tabi gidelim gençlerin şevkini kırmayalım. Böylesine büyük kalbe sahip bir insandı Cengiz Ağabey.



Oyuncuları ile arası çok iyi idi,antremanda onların gelişimi için gerekirse onlara kızardı ama tüm bunlar antremanda kalırdı. Antreman dışında,hatta içinde de tüm oyuncuların arkadaşı idi Cengiz Karadağ. Arabası olmayan,tamirde olan oyuncuları kız arkadaşı ile,ailesi ile yemeğe gidecek olsa;yahut bir yere gidecek olsa Cengiz Abi'ye giderdi hemen daha önceden aldığı olumlu yanıtlara güvenerek.



Kimsenin kuyusunu kazma amacında değildi,basketbol camiası ki herkesin arkasını kollamasının gerektiği bir camia;böyle bir camiada temiz kalabilen nadir insanlardan birisi idi kendisi,belki de bu temizliği için temiz kalamayanlar sevmedi onu. Kendisine yapılanlara rağmen ben onları Allah'a havale ettim diyen ve sağdan soldan gelen basın açıklaması tekliflerine rağmen hiç konuşmayan bir insandan bahsediyoruz.

Teknik analize,şuna buna hiç girmeyeceğim,giremem de zaten şimdi. Belki farklı bir yazıda değerlendiririz o meseleyi de. Gökhan Abi'den de bahsetmem gerekli farkındayım,o da şu an ev arkadaşını kaybetmenin üzüntüsü içerisinde.




GÜLE GÜLE CEM CENGİZ KARADAĞ

HAYAT SANA HEP GÜZELLİKLERLE

GELSİN!

Unutmadan;

"Sen hep gül e mi Cengiz Abi?"

28 Nisan 2009 Salı

Tofaş-Bornova Belediyesi(94-86)



TB2L final grubu 1. etap maçları bugün itabiriyle Konya'da Selçuklu Belediyesi Spor Salonu'nda başladı. İlk olarak salon ve organizasyondan bahsedelim. Bir defa sağda solda maçla ilgili hiç afiş yok, sadece Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi kulübü binasında vardı bir afiş o kadar. Başka hiç bir yerde afiş mafiş göremedim. Şöyle bilboardlara falan yerleştirilse idi ne güzel olurdu aslında,seyirci sayısı da artardı da kendin pişir kendin ye gibi kendin söyle kendin dinle.


Tofaş-Bornova maçı ile başlayalım,seyirci sayısı çok fazla değildi. Tofaş'ın 15-20 kişilik bir taraftar grubu vardı, normal basketbolsever olarak da 250 kişi ya vardı ya yoktu. İlk çeyrek karşılıklı basketlerle geçildi,periyodun sonunu Bornova iyi oynayıp 19-23 ile ilk çeyreği önde geçti. İkinci periyoda 8-0 lık bir seri ile girdiler,tabi fark açıldı ve Nihat İziç çıldırdı. Nasıl bağırıyor sağa sola,Tanjevic'den beter olmuş vallahi. Molayı aldı o ara Nihat Hoca ama mola da çare olmadı ve fark bir ara 17 sayıya kadar yükseldi(25-42). İşte o noktada Tofaş'ın beyaz ABD'lisi Sean Davison sahneye çıktı,üst üste kaydettiği basketlerle maçı dengeledi,ilk yarı 38-45 geçildi.


İkinci yarıya Tofaş iyi başlayan ekipti, Sean Davison ve Yalçınla 46-47 ye kadar getirdiler skoru,hatta Bornova'da sakat olan Scott Williams bile girdi oyuna. Nihat İziç ne zaman ki Davison'u çıkardı,Bornova farkı yeniden açtı. Son periyoda zinde kalsın istedi sanırım,ama bu hamle farkı açan hamle oldu. Bornova Tofaş pota altını mahvetti ve 3. çeyrek 55-65 sona erdi.


Bornova son çeyreğe iyi başladı,fark 14 e kadar çıktı. O anda ard arda iki üçlükle oyuna tutundu Tofaş. Can Altıntığ,Melih Sevda ve hakemlerin Tofaş adına gösterdikleri muhteşem performansla da maç önce uzadı,sonra Tofaş'a gitti.


Hakemler en ufak bir sertliğine izin vermedi Bornova'nın,anlamsız faul ve teknik faullerle de maçı kopardılar. Ne desem yersiz bu günkü iki hakem üçlüsüne de...


Ayrıca maçı takip edenler arasında Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi oyuncuları ve yeni antrenörü Gökhan Güney de vardı.


Not:Cengiz Abi ve İtü-Trabzon maçlarının yazısını yarına yazacağım,çıkmam gerekiyor şimdi.

Işıl'dan Üzücü Haber

Fenerbahçe ile oynanan Bayanlar Basketbol Ligi Play-Off yarı finali 3. maçında sakatlanan Galatasaray'ın ve milli takımın başarılı guardı Işıl Alben'in dizindeki ödemin geçmesinin ardından ameliyat olacağı ve yaklaşık 5 ay sahalardan uzak kalacağı açıklandı..

Çapraz bağlarında da kopma meydana gelen Işıl'ın, milli takımla birlikte Letonya'daki Avrupa Şampiyonası kadrosunda da yer alamayacağı öğrenildi. Ameliyatın ardından yapılacak tetkiklerle açıklanacak son durumu öncesinde, genç guardın gelecek sezonun ilk haftasına doğru ancak sahalara dönmesinin muhtemel olduğu da gelen haberler arasında..

27 Nisan 2009 Pazartesi

Virtus BolognaFiere'dan Beklenen Zafer

Fiba EuroChallenge Kupası finalinde; Erman Kunter'in çalıştırdığı Cholet Basket'i 77-75 ile geçen İtalyan ekibi Virtus BolognaFiere, kupanın sahibi oldu..

7655 kişinin izlediği karşılaşmada ev sahibi olma avantajını iyi kullanan Bologna ekibi, Cholet Basket'in bu maçtaki dış şut zaafiyetini uzun süre lehine kullansa da maçın son bölümünde büyük çekişme yaşandı ve skor dengeye geldi. Maçın bitimine 8 saniye kala skor 77-75 iken Nando De Colo'nun maçı uzatmaya taşıyacak şutu isabetli olmayınca İtalyan ekibi sahadan 2 sayı farkla galip ayrılarak kupaya uzanan taraf oldu. Üç sayılık atışlarda 1/10 isabet oranıyla maç boyunca sadece 1 basket bulabilen Fransız ekibi ise pota altını daha etkili kullansa da galibiyete ulaşmayı başaramadı..

Virtus adına; 21 sayı, 4 ribaund ile oynayan ABD'li guard Keith Langford takımının en etkili ismi olurken; 18 sayı, 5 ribaund ile oynayan Earl Boykins ve 12 sayı, 12 ribaund ile maçı tamamlayan Sharrod Ford İtalyan ekibine kupayı getiren diğer Birleşik Amerika'lı isimler oldular..

Cholet Basket cephesinde ise; takımının bu maçtaki tek üç sayılık isabetinide bulan Nando De Colo karşılaşmayı 24 sayı, 4 ribaund ile tamamladı. Fransızlarda ayrıca; 17 sayı, 10 ribaund ile oynayan Claude Marquis ve 13 sayı, 11 ribaund ile karşılaşmayı tamamlayan Randal Falker'ın performansları galibiyete yeterli olmadı..

Sezon başında Beşiktaş Cola Turka ile prensip anlaşmasına varan, fakat daha sonra maddi konulardaki anlaşmazlıklar nedeniyle imzadan dönen İtalyan coach Matteo Boniciolli'nin çalıştırdığı Bologna ekibi, TOP 16 gruplarında da Galatasaray Cafe Crown ile aynı grupta mücadele etmişti..

Bu arada kupanın üçüncülük mücadelesini ise; Rum ekibi Proteas EKA AEL'i 94-82 mağlup eden Rus ekibi BC Triumph kazandı.

26 Nisan 2009 Pazar

Aliağa Şoku(60-50)


Biz kafamızda Aga'yı yollamıştık ikinci lige ne güzel,eyvah eyvah çok kötü oldu bu mağlubiyet. Aliağa Petkim bugün Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi'ni 50 sayıda tutarak bir nevi inanılmaza erişmişler benim açımdan.
Detaylı bir yazı yok,Berkay Abi'ye tebrikler var. Haberi girelim yeter,uzun uzun bu mesele ile ilgili konuşacağız çünkü maçla ilgili hiçbirşey belli değil diyebilirim şu anda.

Chuck Davis-Galatasaray Cafe Crown Flörtü


Galatasaray Cafe Crown Chuck Davis ile büyük oranda anlaşmış,önümüzdeki sene için yalnız.

Kendisinin Galatasaray'a ne katabileceği sorusunun yanıtı ise benim için pek de olumlu sayılmaz. Bu lig de zirveye oynayan bir takım için Davis olsa olsa 5. yabancı olabilir ki,o da pek hoş olmaz. 5. yabancı daha çok savaşan,yırtınan savunmada başarılı birisi olmalı diye düşünüyorum. Aliağa ve Ted'de önemli performanslar göstermiş olsa da büyük takımlarda yapabilmesi zor kendisinin. Neyin iyi neyin kötü olduğunu zaman gösterecek elbet ama bana kalırsa pek de hoş bir hamle olmamış.

Sen Hep Gül e mi Cengiz Abi-2-



Çeşitli sebeplerle tekrardan yayına sokuyoruz bu yazıyı. O sebepleri anlayanlar anladı da önemi yok.

Bu arada şu da Gsbasket.org da Cengiz Karadağ ile ilgili olarak açılmış olan konu.

Sen böyle tatlı tatlı sürekli gül e mi Cengiz ağabeyciğim, yemişim düşmesini, yemişim galibiyetini, yemişimi play-off unu… Sen böyle mutlu ol e mi sürekli?Ona buna hiç aldırma , ayağını kaydırmaya çalışanlara rağmen sen yine de hep böyle herkese iyilik yapmayı düşün e mi? Sana da bu yakışır zaten. Bırak,boşver seninle ilgili kötü şeyler planlayıp basketboldan zerre miktarı anlamayan insanlar konuşsunlar. Görmesinler senin Gerald Fitch'i nasıl mahvettiğini,Traylor denen herifi nasıl rezil ettiğini,'onlar' konuşsunlar bırak. Okuyorsanız ey 'onlar',utanmayın adınızı yazmıyorum buraya .Sağa inat sola inat,hani derler ya alayına inat tuttun bu takımı ligde,üç hafta önce söylenenlerle şimdiki söylenenlerin arasındaki farkı sen hiç düşünme e mi ağabeyciğim? Bırak sen iyi kal...O tepede basketbolu bildiğini iddia eden şeref mahrumları dururken,senin gibi tüm iyilerin üzerine oyunlar oynarken boşver,boşver sen.

Dediğim gibi,bırak sen iyi kal...

25 Nisan 2009 Cumartesi

İngilizler Sıkı Geliyor

Sürpriz bir şekilde Eurobasket 2009'a katılma hakkı kazanan İngiltere bu turnuvaya sıkı hazırlanıyor. Aday kadroya Ben Gordon,Luol Deng ve Pops-Mensah Bonsu gibi üç önemli Nba oyuncusunu davet eden İngilizler'in bu davetine oyuncuların da sıcak baktığı öğrenildi. Geçtiğimiz yaz oynanan Eurobasket 2009 elemelerinde Pops-Mensah Bonsu ve Luol Deng görev alırken Ben Gordon Milli Kadroya dahil olmamıştı,onun da gelişi ile İngiltere şüphesiz bir üst seviyeye erişecektir.

İngilizler'in kadrosunda dikkat çeken isimler yukarıdakilerle sınırlı değil. Bu sezon Aris forması giyen pivot Andy Betts ve Unicaja Malaga'nın forveti Rob Archibald da Milli Forma için davet alanlar arasında.

Kadroya davet edilen oyuncular ve takımları aşağıda bulunuyor.

Kieron Achara (Fortitudo Bologna, ITA), Rob Archibald (Malaga, ESP), Andy Betts (Aris Thessaloniki, GRE), Eric Boateng (Arizona State Univ, USA), Flinder Boyd (Leicester), Matthew Bryan-Amaning (University of Washington, USA), Dan Clark (Estudiantes Madrid, ESP), Daryl Corletto (Melbourne Tigers, AUS), Luol Deng (Chicago Bulls, USA), Germayne Forbes (Nyon, SWI), Joel Freeland (Gran Canaria, ESP), Nick George (Gravelines, FRA), Ben Gordon (Chicago Bulls, USA), Randall Hanke (Providence College, USA), Jarrett Hart (Keravnos Nicosia, CYP), Dzaflo Larkai (L'Hospitalet, ESP), Mike Lenzly (Scafati, ITA), Steve Leven (West Brabant, NED), Pops Mensah-Bonsu (Toronto Raptors, USA), Richard Midgley (Everton), Nate Reinking (Mons, BEL), Justin Robinson (Rider Univ, USA), Andrew Sullivan (Samara, RUS), Tafari Toney (Newcastle)

Fenerbahçe Ülker-Galatasaray Cafe Crown




89-62 ile Fenerbahçe rahat kazandı. Maçla ilgili söylenilecek çok fazla şey yok ama biz yine kendimize has şekilde birşeyler karalayıverelim.

Fenerbahçe Ülker bu galibiyetle birlikte yarı finalde Efes'in rakibi olmayacağını bir nevi kesinleştirirken, ezeli rakibini o ateşin içine atıverdi. Fenerbahçe Ülker neredeyse 90 sayı atarken en fazla sayı atan oyuncularının 16 sayı atmış olması ve tüm oyuncularından skor bulması gibi özellikleri ile çok iyi bir takım olduğunu gösterdi,yani takım olmuşlar bunu söylemek istiyorum. Solomon'u da beklenildiği gibi bağrına bastı taraftarlar,daha da yukarılarda başarılara ulaşmaları olası. Zamanında Tanjevic Smush Parker'ı reddetmişti; o zaman garipsemiştim ama şimdi bakıyorum da ne kadar haklıymış adam diyorum.

Galatasaray'da da sezonun özeti oldu diyebilirim bu maç için, sen koç istememesine rağmen tutar da taraftara artislik yapmak,koltuğunu sağlama almak için gider Hosley'i alırsan, üzerine de koçun ağzına bir parmak bal çalarsan Tolliver ile olacağı bu. Ne düzen kalır ne de birşey. Öyle olunca da Avrupa'nın en iyi 4 numaralarından Dejan Milojevic'i 15 dakika oynatabilirsin,Tolliver gibi şu an için ne idüğü belirsiz bir herif bile daha çok top kullanır o adamdan. Niye,çünkü Milojevic asil bir oyuncu,düzensizliğin hakim olduğu takım da biraz zor top kullanır. Basketbolu iyi bilen oyuncuları gönderirsen; sonra üzerine de ABD'li alman gereken mevkiye oyuncu getirmeyip Avrupalı getirmen gereken mevkiye imkanın olmasına rağmen Jankunas,Bajramovic gibi sistem oyuncularını değil de Tolliver gibi normal maçlarda aldığını potaya sallayan, zorluk seviyesi yüksek maçlarda tabiri caizse tırsıp hiç top kullanmayan bir adam getirirsen olacağı budur. Burada Tolliver'ı eleştirmiyorum, bence kendisi iyi de oynuyor; neyi eleştirdiğim de belli de işte yanlış anlaşılmayalım. Sonra da tutarsın bir gideceğim bir kalacağım diye açıklamalarda bulunursan,sana en güzel cevap taraftardan gelir...
"Allah'ım ver bize hayır,
Yeter artık Dedehayır"

Galatasaray basketbol şubesi çok yanlış yönetiliyor. İç çekişmeler takımın başarı durumunun önüne geçiyor.

Sonuç olarak Efes Pilsen-Fenerbahçe Ülker finali yakın gibi duruyor,bana göre bu iki mükemmel takım finalde karşılaşacaktır.

EuroChallenge'de Final-Four Fırtınası

Avrupa'nın üç numaralı kupası olarakta adlandırılan Fiba EuroChallenge'de Final-Four heyecanı İtalya'nın Bologna kentinde başladı..

Yarı finalin ilk maçında Erman Kunter'in çalıştırdığı Fransız ekibi Cholet Basket, Rusların güçlü ekiplerinden BC Triumph'u 81-78 mağlup ederek adını finale yazdırmayı başardı. Cholet adına; 20 sayı, 7 ribaund ile oynayan Fransız pivot Claude Marquis maçın kahramanı olurken; 19 sayı, 5 top çalma ile oynayan Kevin Braswell ve 16 sayı, 5 ribaund ile oynayan Vincent Grier galibiyette önemli rol oynayan diğer isimlerdi.. BC Triumph adına ise; Ernest Bremer'ın 20 sayısı ve Boşnak pivot Ognjen Askrabic'in 13 sayı, 7 ribaundluk performansı galibiyete yeterli olmadı..

Yarı finalin bir diğer ayağında ise ev sahibi avantajını iyi kullanan kupanın en büyük favorisi Virtus Bologna, Rum ekibi Proteas AEL'i 83-69 ile geçerek finale çıkmayı başardı. Virtus adına; 18 sayı, 13 ribaund ile oynayan Sharrod Ford takımının en etkili ismi olurken; 15 sayı, 3 asist ile oynayan NBA patentli guard Earl Boykins ve 13 sayı, 5 ribaund ile oynayan Keith Langford, Bologna ekibini finale taşıyan isimler oldular. Proteas AEL'de ise ülkemizden de tanıdığımız Goran Nikolic 15 sayı, 8 ribaund ile oynarken, yine eski Galatasaray'lı Haris Mujezinovic'in ve ABD'li Quincy Taylor'ın 13'er sayısı Rum ekibi adına sürprize yeterli olamadı..

Fiba EuroChallenge'de final ve üçüncülük maçları ise 26 Nisan 2009 Pazar günü oynanacak..

24 Nisan 2009 Cuma

Örümcek Adam Ödülü

Artık Euroleauge'in en iyi oyuncusu ödülünü değiştirsinler lütfen, Örümcek Adam ödülü olsun adı da. Ödülü kazanana da yukarıdaki gibi bir plaket versinler. Maşallah kaç sene oldu adamın ödülü bırakacağı yok,bari böyle bir uygulama getirelim de işin zevki çıksın.

Diamantidis Avrupa'da en beğendiğim oyuncuların başında gelir, atletizmi ve o uzun kolları ile mükemmel bir savunmacıdırlar kendileri. Benim gibi basketbolda hücumdan öte iyi savunmadan zevk alan bir adam için de seyir zevki açısından bulunmaz hint kumaşıdırlar.

3D iş başında, ne diyelim(Dimitris Diamantidis Defence).

TB2L Final Grubu Maçları-İlk Tur-


Yukarıda gördüğünüz resimlerle konunun ilgisini ilk bakışta kuramamış olabilirsiniz, yukarıdaki salonda oynanacak maçların ilk turu deyip açayım meseleyi. Konya çıkışı Antalya'ya yolcu olacak takımlar,Kepez Belediyesi Spor Salonu'nun ev sahipliğinde oynayacak maçlarını. Konya'daki programı verelim isterseniz şimdi de,unutmadan SKY Türk'e de kocaman alkışlar, tüm maçları canlı yayınlayacaklarmış.
Maçlarla ilgili tüm bilgiler,en hoş fotoğraflar ve kıyıda köşede kalmış meseleler de her zaman ki gibi Bench'in Arkasında olacak. Biraz Reha Muhtar'ın haber tanıtımlarına benzedi ama idare edin işte... :))

28-30 Nisan Konya Selçuklu Belediyesi Spor Salonu
28 Nisan 2009-Salı
16:00 Tofaş- Bornova Belediyesi (Sky Türk)
19:00 Trabzonspor Trabzon Basketbol-İTÜ (Sky Türk)
29 Nisan 2009-Çarşamba
16:00 Bornova Belediyesi- Trabzonspor Trabzon Basketbol (Sky Türk)
19:00 İTÜ- Tofaş (Sky Türk)
30 Nisan 2009-Perşembe
16:00 Bornova Belediyesi- İTÜ (Sky Türk)
19:00 Trabzonspor Trabzon Basketbol- Tofaş (Sky Türk)

Devre Arası Kolbastı

Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi yönetiminden taraftarlara hediyeler...

23 Nisan 2009 Perşembe

Graves Kılıcını Çekti

Galatasaray Cafe Crown'ın en skorer ismi olan Antonio Dapries Graves'ten 24 Nisan Cuma günü oynanacak Fenerbahçe Ülker derbisi öncesinde oldukça iddialı açıklamalar geldi..

Kulübün resmi sitesine açıklamalar yapan 24 yaşındaki genç skorer, Fenerbahçe Ülker derbisinin tarihsel kökeni nedeniyle Beko Basketbol Ligi’ndeki en heyecanlı maç olduğunu söyledi ve “Sezonun ilk yarısındaki maçı kazanarak gösterdik ki Fenerbahçe Ülker’i her zaman yenebiliriz" dedi. “Hepimiz bu maç için hazır ve heyecanlıyız” diyen başarılı guard, Galatasaray taraftarının salonda yer alamayacağı için üzüldüğünü ama bunun kendileri için fazla bir dezavantaj yaratmayacağını vurgularken, “Bizi televizyondan da olsa izlediklerini biliyor olacağız. Onlar için tüm kalbimizle oynayacağız” dedi.

Fenerbahçe Ülker’e dönen Willie Solomon’ın ünlü bir oyuncu olduğunu ve yarın oyun kurucu olması halinde ilk kez Solomon’ı tutacağını belirten Antonio Graves, “Kendisini birkaç kez NBA’de izledim ama hakkında fazla bir şey bilmiyorum. Avrupa kariyeri çok iyi. Büyük bir oyuncu. Ama ben de büyük bir oyuncuyum ve benim takımım daha iyi. Oyuncularımızın kalitesi daha yüksek. Bu derbiyi kazanacağımıza inanıyorum. Ligin en zevkli maçı olacak.” diyerek sözlerini noktaladı..

Orhun Ene-Banvit Nikahı


Ne olur ne biter birşey söylemiyorum,birşey söylemek istemiyorum. Banvit enteresan bir camia çünkü. Ben sadece haberi vereyim,görevimi yapayım işime bakayım.

Yarı Final Heyecanı Tam Gaz

Bayanlar Basketbol Liginde Play-Off yarı final heyecanı tüm hızıyla devam ediyor. Normal sezonda 2 kez mağlup olduğu Samsun Basketbol'u serinin ilk maçında deplasmanda 76-87 mağlup eden Mersin Büyükşehir Belediyesi seride durumu 1-1'e getirerek sahasında oynayacağı ikinci maç öncesinde avantajını korumuş oldu. Serinin ikinci mücadelesi ise 24 Nisan Cuma günü yapılacak. Saat 18:00'de, İçel Edip Burhan Spor Salonunda oynanacak mücadelenin bilet fiyatları ise önemli bir taraftar desteğini arkasına almak isteyen Mersin Büyükşehir Belediyesi yönetimi tarafından 2 TL olarak belirlendi..

Yarı final serisinin bir diğer mücadelesi ise nefes kesen bir derbiye tanıklık ediyor. Normal sezon lideri Fenerbahçe ile Avrupa Şampiyonu Galatasaray arasında oynanan serinin ilk maçını geriden gelerek 82-72 kazanan Fenerbahçe, seride durumu 2-0'a getirerek önemli bir avantaj yakaladı. Normal sezondaki iki maçla birlikte; Teknosa Türkiye Kupası finalinde de rakibini mağlup etmeyi başaran Fenerbahçe, böylelikle rakibini bu sezon dördüncü kez mağlup etmeyi başardı. Galatasaray ise sadece sezon başındaki Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında Fenerbahçe'yi mağlup etmişti. Serinin ikinci maçı 25 Nisan Cumartesi günü, saat 18:00'de Ayhan Şahenk Spor Salonunda oynanacak. D Spor ortak yayını ile yayınlanacak olan karşılaşmayı eğer Fenerbahçe kazanırsa finale yükselen taraf sarı-lacivertli ekip olacak. Galatasaray'ın kazanması halinde durum 2-1 olacak ve serinin üçüncü maçı yine Ayhan Şahenk Spor Salonunda oynanacak..

Gaines Maccabi'den Koptu

Galatasaray forması ile ülkemizde de mücadele eden ve kısıtlı yeteneklerine rağmen hırslı oyunuyla basketbolseverlerin takdirini kazanan ABD'li power forvet Charles Gaines, sezon ortasında dahil olduğu Maccabi Tel-Aviv'den ayrıldı..

San Antonio Spurs kadrosunda forma şansı bulamayınca İsrail ekibine transfer olan 28 yaşındaki oyuncu; Euroleague'de 8.0 sayı, 6.4 ribaund, İsrail Ligi'nde ise 8.8 sayı, 5.0 ribaund ortalamalarını yakalamıştı. Sözleşmesi feshedilen başarılı oyuncunun önümüzdeki günlerde bir Avrupa takımıyla anlaşması bekleniyor..

Bu arada Maccabi'de forma giyen bir diğer eski Galatasaray'lı Dee Brown'ın da sezon sonunda takımdan gönderileceği gelen haberler arasında. Bilindiği gibi Maccabi Tel-Aviv guard pozisyonunda Arroyo'nun alternatifi için Beşiktaş Cola Turka forması giyen Mire DeJuan Chatman'ı da uzun süredir takip ediyordu..

22 Nisan 2009 Çarşamba

Süper Geri Dönüş

Fenerbahçe-Galatasaray bayan basketbolu play-off ilk maçında mükemmel bir geri dönüş ortaya koydu Fenerbahçe. 14 sayı geriden(13-27) 4 sayı öne fırladılar(56-52). Kalan dakikalar ne getirecek bilinmez.

Kendinizi Yiyip Bitiriniz


Siz uğraşın ama olmayacak. Bu takımın bütünlüğünü bozamayacaksınız,bu birlik beraberlik öyle çabuk yıkılacak bir temel üzerine inşa edilmedi. Sağda solda o gelecek bu gidecek açılacak kapanacak diye haberler de yapsanız nafile efendim,nafile. Haa, vaktiniz çoktur,uğraşacak işiniz yoktur o kadarını bilemeyeceğim ama öbür türlü uğurlar ola!

Kırk Yılda Bir


Nedim Karakaş dün FB TV'de programa çıkmış ve mantıklı şeyler söylemiş,bu olay kırk yılda bir yaşandığı için ben de buraya taşıyayım dedim. :)

Şaka bir tarafa sayın Karakaş Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi taraftarını övmüş,biz de sürekli övüyoruz ama bu farklı. Bana kalırsa bu Selçuk Üniversitesi taraftarını övmekten öte bir yakınma var orada istemsiz olarak,nacizane... Nihayetinde bomboş tribünlere oynuyorlar maçlarını,haklı tabii adam da. Öte yandan taraftarımızın basketbolu çok iyi bildiğini, her iki takımı da alkışlamayı ama takımını desteklemeyi ihmal etmediğini söylemiş. Bunun yanında Cengiz Karadağ ve ekibinin bu ligin hedefleri doğrultusundaki en başarılı takımı olduğunu söylemiş. Biz de sakal olsa,ah bir olsa... :)

Oğuz-Hakan-Semih Üçlüsü ile Aydın Örs


Aydın Örs'e yapılanları hepimiz bilirdik de, sağolsun Kemal(Erdem) Abi bizi geçen günlerde daha da bir güzel aydınlattı. Yuh artık diyeceğimiz noktalar bile oldu hani. Bunlardan bir tanesinin kahramanları da Semih Erden,Oğuz Savaş,Hakan Demirel üçlüsü. Kendileri sürekli üst tarafa gidip bizi oynatmıyor,ya da oynatmayacak diye şikayet ediyorlarmış Aydın Hoca'yı. Olmadı da gidip oyuncağını alan abisini annesine şikayet eden kreşteki çocuk gibi gidip ana-babalarını getirmiş ve yönetime baskı uygulamışlar. Helal olsun valla, ne desem bilmem ki; ben iyimser olarak vefasızlık diyeyim geçeyim,siz tamamlayın işte.

Valla Ben Yapmadım

Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi-Aliağa Petkim maçı sırasında yaşanan bu olayda Eren Beyaz kendisine silah doğrultmuş olan polise karşı ürkek bir ceylan ifadesiyle,ben birşey yapmadım, dercesine bakıyor.

20 Nisan 2009 Pazartesi

Ed Kadro Dışı


Edmund Saunders kadro dışı kalmış Kepez'de,sebebi de galibiyeti yeterince istemeyişi. Enteresan aslında, herifin aynı sezon içinde aynı sebeple ikinci gönderilişi(belki de). Bu durumdan haberdar olup da onu kadroya almak da pek hoş değildi zaten Halil Üner adına. Bunun yanında oyunculara ceza da vermiş efeler,aferin ne diyelim.

Aslında cumartesi günü Ankara'da idim ve Kepez'in şu meşhur bir kazan bir kaybet serisi nedeniyle maçı da seyretmek istiyordum. Ama olmadı, şimdi daha çok üzülüyorum buna.

Türk Telekom'da Transferin Son Halkası

Beko Basketbol Liginin bu sezon transferdeki en hareketli kulüplerinden biri olan Türk Telekom, transfer döneminin bitiminde bir imza daha ile transfere noktayı koydu..

Takımın en skorer ismi olan Michael Wright'ın sakatlığı nedeniyle sezonu kapatmasının ardından bu oyuncunun sözleşmesini fesheden kulüp, boşalan kontenjana da İtalya'nın Snaidero Udine takımında forma giyen Venezuella'lı milli oyuncu Oscar Torres'i transfer etti.. Daha önce; CSKA Moskova, BC Khimki, Eldo Napoli ve Fortitudo Bologna gibi Avrupa'nın önemli takımlarında forma giyen 33 yaşındaki başarılı forvet, daha önce blogdaki yazımda da dile getirdiğim "Türk Telekom'un 3 numara sorununa" ilaç olabilecek bir isim olarak görünüyor..
Son haftalardaki düşüş ile lig ikinciliği için elde ettiği avantajı yitiren Türk Telekom'da antrenör Ercüment Sunter; “Amacımız ikinciliğimizi korumak ve play-off'a eksiksiz girebilmek. Bayramovic ve El-Amin’den sonra kadromuza kattığımız Torres, tecrübeli ve kaliteli bir oyuncu. Kısa sürede takıma adapte olmasını sağlamaya çalışacağız. Play-off'larda taraftarımızın da desteğiyle, Ankara'ya şampiyonluk kupasını getireceğimize inanıyoruz” açıklamasını yaptı..
İtalya Ligi sonuncusu Snaidero Udine takımında bu sezon; 12.2 sayı ve 6.1 ribaund ortalamalarıyla oynayan Oscar Jose Torres Martinez, 1.96 boyunda ve özellikle gününde olduğunda yüksek yüzdeli dış şutlarıyla dikkat çeken bir isim..

19 Nisan 2009 Pazar

Thornton İle Bir Sezon Daha

Bu sezona çok kötü başlamışlardı ama sonradan raylar yerine oturdu ve makine düzeninde oynayan,şu altmış küsür galibiyet alan Pistons'u hatırlatan bir takım haline geldiler. Bu düzendeki önemli parçalardan olan Marvis Linwood Bootsy Thornton(yaz yaz yoruldum be adını) ile sözleşme yenilemişler. Bu bilgiyi Efesliler blogunda gördüm, oradan yazıyorum.

Bu gelişme istikrar adına umut vaadedici Efes Pilsen adına, Thornton kendisine verilen görevi layıkıyla yerine getiren bir oyuncu. Siena'daki rolü neyse burada da aynısı. O da mırın-kırın etmeden işini yapıyor, bravo. Banvit ile başlayp Efes Pilsen ile devam eden yeni sezon gelmeden sözleşme yenileme harekatı diğer takımlarımız tarafından da sürdürülür umarım.

Nba'e Yeni İspanyol(?)


Unicaja'nın oyun kurucusu Cabezas'ın New York Knicks tarafından istendiği belirtiliyor. Bunun yanında gelecek sezonun planlarını şimdiden yapmaya başlayan Real Madrid takımı da istiyormuş İspanya Milli Takımı'nda da forma giyen oyuncuyu. E doğal olarak Unicaja da bırakmak istemiyormuş. İşler karışık yani,bu arada Carlos Cabezas NBA'de oynayacak oyuncu mu, cık değil;hiç değil hem de...

Trabzon TBL'ye Doğru






Biliyorum biraz fazla iyimser oldu başlık,biliyorum işleri zor ama güçlü Beykoz'u eleyip Konya'ya gelebilmek onlar için büyük bir başarı diye düşünüyorum. Full tribünlere oynamışlar maçı,gördüğünüz gibi futbolculardan da maçta olanlar varmış Ersun Hoca ile beraber. İyi bir sinerji yaratmışlar,kulüp otobüs falan da kaldıracakmış diye duydum. Hiç bir şey belli olmaz yine de,bakarsın bir sürprizle geçerler TBL'ye.


Bu arada Umut Tınay sakatlanmış,sahayı göz yaşları arasında terketmiş ve Konya'da bulunamama ihtimali yüksekmiş. Geçmiş olsun diyelim biz de buradan kendisine.
Fotoğraflar için Hüseyin Yaman'a teşekkürler unutmadan.

16 Nisan 2009 Perşembe

Derdimiz Basketbol-NBATURKA-


Bir gezin,görün derim efendim. Nba alanında Türkiye'de gerek tartışma kalitesi gerekse haber bakımından bir numaradır. Bunun yanında TBBL ile ilgili de heyecanlı bir grup var orada ve sıkı tartışmalar yaşanıyor bu manada.
Çok da hoş sloganları var ha, Derdimiz Basketbol!
Daha ne olsun?

Taraftar-Ekene Diyaloğu


Yücel Platin Röportajı




Daha önceden de söylediğimiz gibi Yücel Hoca ile bir röportaj gerçekleştirdik ama şu şehir dışı olayı nedeniyle yayına bugün sokabiliyoruz röportajı. Konya'da kendisini yakaladığımız sırada maç yemeğinin hemen ardından Rixos Otel'de oldu bu iş,bize mekanını açan Konya Rixos Otelleri ve değerli Otel Müdürü Cem Bey'e de sonsuz teşekkürler. Kaliteli adam Yücel Hoca,nerede ne söyleyeceğini gayet iyi biliyor. Gerektiğinde son derece dobra,gerektiğinde de temkinli hareket ediyor. Güzel de bir söyleşi oldu işte bu çerçevede. Kendisine bir teşekkür edelim önce,sonra da röportaja geçelim. Bu arada Yücel Hoca hakkında bilgi vermeye pek gereksinim hissetmiyorum. :)


Alperen Kaplan: Hocam teşekkür ederiz maçınızın hemen öncesinde bizimle bu masaya oturduğunuz için.


Yücel Platin: Ben teşekkür ederim,maç öncesi biraz rahatlayalım ama değil mi? :)


AK: Tabii hocam,öyleyse kendinizden başlayalım. Kimdir Yücel Platin bize biraz anlatın lütfen.


YP: 1970 doğumluyum,lise öğrenimimi Saint Joseph'de tamamladım,üniversite eğitimimi de Teknik Üniversite'de(İTÜ) tamamladım. Çeşitli kulüplerde yardımcı antrenörlük yaptım. Şu anki kulübümde 8 sene çalıştım. Genel manada bu şekilde kariyerim.


AK: Hocam siz İTÜ mezunuyum diyorsunuz da TBL kataloğu öyle demiyor. Marmara İşletme'yi bitirdiğinizi söylüyor,bu vesileyle o meseledeki yanlış anlaşılmayı da giderelim.Bunun yanında hem İTÜ'de okuyup hem antrenör olabilmeyi nasıl başardınız,zor olsa gerek.


YP: Evet orada Murat Özyer ile karıştırmışlar,bir hata olmuş. Diğer taraftan ben basketbolla oyuncu olarak ilgileniyordum ilk başta. Sonrasında oynamayı bırakınca çok sevdiğim kardeşim Mustafa Aksoy ile birlikte İTÜ küçük takımını aldık. Tamamiyle hobi idi o zamanlar,şimdi de hobi ama profesyonelleştik gördüğünüz gibi. :)


AK: Hocam o zaman profesyonelleştiğiniz yıllara,günümüze, gelelim biz de. Takımınızda çok iyi bir yabancı-yerli birlikteliği var. Az-çok takip eden bir adamız biz de bu ligi, yabancıların ve yerlilerin en iyi kaynaşmış olduğu kulüplerden birisi olduğunuzu tereddütsüz söyleyebilirim. Nasıl ortaya çıkardınız bu birlikteliği,samimiyeti?


YP: Biz oyuncu transferi yaparken sadece saha içi özelliklerine bakmıyoruz. Mental olarak da ciddi bir incelemede bulunuyoruz alacağımız yabancılarla ilgili olarak ve tüm kriterleri göz önüne alarak hangi oyuncunun kadromuzda yer alması gerektiğine karar veriyoruz. Öyle aa bu herif yetenekliymiş alalım kadroya demiyoruz. Bunun yanında mükemmel bir saha dışı organizasyonu var Oyak Renault'da. Yöneticilerimiz gerçekten işlerini çok iyi bilen insanlar,örneğin iki sezon evvel dördüncü yabancıyı almamız lazımdı. Ben istedim,ısrar da ettim ama onlar bankada o oyuncuya verecek para olmadan transfer yapamayız, diğer oyuncularımıza saygısızlık olur bu diyerek reddettiler bu isteğimi o an için.


AK: Yabancı seçimi demişken biraz da yabancılarınızdan bahsedelim. Şimdi başka takımlara bakıyoruz,NCAA'de,NBDL'de 20 sayı ortalama ile oynuyorlar,Türkiye'ye geliyorlar 8-10 sayı ortalama ile oynayıp takımlarına çok birşey katmıyorlar,mesele Cartier Martin. Ama Yücel Hoca'nın yabancıları için bu durumun tam tersi geçerli. Yani Steimsa'ya bakıyorum 2 sayı ortalama ile gelmiş,burada güzel güzel oynadı. Alex Gordon'a bakıyorum 10 sayı ortalaması var gelmiş burada sayı krallığına oynuyor. Tabii ki belli etmenler var bizim de bildiğimiz,ama bunları sizin ağzınızdan duyalım bir de.


YP: Teşekkür ederim çok hoş bir soru sordun. Şimdi, az önce de dediğim gibi biz oyuncu seçimini istatistiğe göre, sadece saha içi oyuna göre yapmıyoruz. Oyuncuyu genel olarak inceleyip kararımızı o şekilde veriyoruz. Bu da tabii ki en azından ortama olumlu etkide bulunuyor ve oyuncuların performansı da artıyor. Ayrıca ben oyuncu alacağım zaman iyi üniversiteden oyuncu almaya dikkat ederim,yani kötü üniversitelerde yüksek skorlar yapan oyunculardansa iyi bir üniversitede sistemin bir parçası olabilmiş oyunculardır benim tercihim. Bunun yanında Doğu'dan almaya çalışırım genelde oyuncuları,Avrupa'dan alacaksam çok dolaşmış oyuncuları değil de daha önceden Türkiye'de forma giymiş ve bu ülkeyi tanıyan oyuncuları tercih ederim. Bu da yabancı seçimlerinin isabetli olmasını sağlıyor sanırım. Tek tek oyunculardan bahsedecek olursak da Alex Gordon son sezonunda önemli 2 numara oynamıştı,biz ilk başta vazgeçmiştik ondan. Ama sonradan menajerler bize aslen 1 numara olduğunu söyleyince biz de arşivimizden Vanderbilt'in bir sezon evvelki maçlarını seyrettik. Baktık gerçekten 1 numara oynuyor,sonrasında oyuncunun analizini yaptık ve kendisini takımımıza dahil ettik. Zaten o sezon drafta katılacak olan üç oyuncusu vardı Vanderbilt'in ve bunun için az top kullanıyordu Alex,ama biz kendisinin bu şekilde bir performans sergilemesini bekliyorduk. Steisma ile ilgili de,son senesinde pek süre alamamıştı,çünkü önünde NBA yapacak bir oyuncu oluyordu ve koç seçimini o oyuncudan yana kullanmıştı. Bize Steisma da beklediğimiz katkıyı sağladı. Bir de uzun seneler boyu benim 5 numaram hep yerli idi,takip edenler bilir. Bu sezon bu anlayıştan vazgeçmedim,vazgeçmek zorunda kaldım ama Steisma da benim prensiplerime aykırı bir oyuncu değildi. Ayrılana kadar da iyi katkı sağladı.


AK: Hocam siz sezon içerisinde kadroyla oynamayı pek seven bir antrenör değilsiniz ama bu sezon ikinci değişiklik oldu bu. Ross Neltner olayını biliyoruz da Steisma'nın durumunu da biraz anlatır mısınız? Bir de gelen gideni arattı mı,ne oldu Fobbs oturabildi mi?


YP: Doğru tesbit,kadroyla pek oynamam ama Neltner Türkiye'ye hiç uyum sağlayamamıştı doğru. Steimsa'ya da bizde aldığının mübalağasız 5 katı bir teklif geldi. Yani adamın böyle bir tekliften sonra kafasının karışmaması ve normal oyununu oynayabilmesi imkansız gibi. E bizim de pek hakkımız yok oyuncuyu tutmaya böyle bir durumda;evet tutabiliriz aynı ücretle ama oyuncuya böyle bir şans gelmişse gitmeli diye düşünüyorum. Böyle olunca da kendisi Kore'ye gitti. Fobbs da cuk oturdu derler ya,öyle oldu. İki oyuncunun sayı,ribaund ve blok ortalamaları eşit. Çok enteresan(enteresan değil aslında hocam sizin ne kadar iyi bir sistem kurduğunuzun ve isimlerden çok sistemin önemli olduğunun bir göstergesi).


AK: Ben Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi ile de ciddi manada ilgileniyorum,hal böyle olunca da Ekene Ibekwe ve Alex Dunn'ı nasıl buluyorsunuz onu da soralım.


YP: İkisi de benim istediğim türden oyuncular. Ekene Ibekwe hem 4 hem 5 oynayabilen bir oyuncu,içeriyi çok iyi karartan ve gerektiğinde kötü şut mekaniğine rağmen şutları ile de maça damgasını vurabilen bir oyuncu kendisi. Diğer taraftan Alex Dunn da tepelere çıkıp şut atabilen,iş disiplinine sahip olan ve benim beğendiğim bir oyuncu.


AK: Yerlilerinizden bahsedelim biraz da. Evren Büker takımınızın en önemli yerli oyuncusu herhalde. Kendisini genel olarak değerlendirir misiniz? Abisiyle birlikte oynadıkları ikinci sezonu olacak bu da,bunun kazandırdıkları yahut kaybettirdikleri var mı takımınıza? Sözleşmesi de önümüzdeki sezon bitecek bu arada... :)


YP: Yani tutmaya çalışacağız ama pek ümitli değilim bu konu ile alakalı. Zaten Evren bana göre şu an Barış Özcan'ı bir kenara koyarsak Sinan Gülerle birlikte en önemli 2 numaradır Türkiye'de. Şutunu biraz daha geliştirdiği takdirde çok önemli yerle gelecektir...


AK: Hocam zaten şutunu önemli ölçüde geliştirdi gibi eskiye göre,bunun yanında çok da iyi bir şut stiline sahip ve çalışmayla gelişecektir şutu da ki kendisinin ekstra şut çalıştığını da biliyorum.


YP: Kesinlikle haklısın,çok iyi bir şut mekaniğine sahip gerçekten ve geliştirecektir şutunu ben de inanıyorum buna. Abisi Serhat ve Nedim ile birlikte takımı çok iyi yönetiyorlar. İyi bir sinerji oluşturuyorlar. Evren profesyonel bir kişi, Serhat'ı yolladığımızda ben onun üzülüp performansında düşüş olacağını bekliyordum bir süre için ama kendisi bunu çabuk atlattı,profesyonel bir oyuncu olduğunu gösterdi.


AK: Serhat'ın gönderilmesinden bahseder misiniz biraz da?


YP: Belli zamanlarda değişiklik gereklidir,Serhat'ın da değişiklik vakti gelmişti. Gitti-geldi çok daha iyi durumda şu an.


AK: Biraz klasik olacak ama Tufan desem?


YP: Yok yok,merak edilen bir isim tabii ki kendisi,ve de Tufanla ilgili soruların sıkça sorulaması doğal. Şut fundementalı zayıf,topla birlikte iyi de öbür türlü kötü. Çok yetenekli bir oyuncu kendisi,ama daha olgunlaşması gerekiyor. Bazı çevrelerden de eleştiriler alıyorum niye oynatmıyor Tufan'ı falan diye, gençlere niye önem vermiyor gibicesinden. Benim ne yaptığım ortada,kaç altyapı oyuncusunu bu takımda oynattığım falan hepsi belli. Bogdan Tanjevic'e çok saygı duyarım ama insanlar tutup da Tanjevic'in Enes Kanter'i oynattığından bahsetmesinler bana. Tekrar söylüyorum beğendiğim bir isim Tanjevic,ama o Enes'i oynattığında iki-üç maç ve o maçı Enes yüzünden kaybettiğinde ona birşey olmaz,ama aynısını daha alt sıralardaki takımlar yapsa çok şey değişir. Sezonu zaten 9-12 galibiyetle tamamlıyorsunuz bir de o maçı kaybetseniz ne olacak? Bu tip oyuncularla ilgili olarak Reserve,yahut ümit ligi kurulmalı. Bu oyuncular ikinci lige de gitmemeli,ikinci ligimiz daha sert olmalı. Birinci ligimiz Avrupa'da çok üst seviyede şu an ama ikinci ligimiz İtalya,Fransa,İspanya gibi ülkelerin ikinci liglerinin yanına bile yaklaşamıyor. Bu konu ile ilgili olarak bir televizyon programında da konuşmuştum bu kadar detaylı olmasa da. TB2L'nin amacı oyuncu yetiştirmek olmamalı. Bunun için eskiden uygulanan,iyi de giden ümitler ligi uygulamasının tekrar yürürlüğe girmesi gerekiyor bence.

AK: Hocam kariyerinize,kendinize geçelim. Oyak Renault demek Yücel Hoca demek oldu gibi nerdeyse. Sene sonunda size de önemli teklifler gelecektir.


YP: Evet,sekizinci sezonumu yaşıyorum burada ve burayı çok seviyorum. Bu transfer mevzuları falan henüz kafamda değil,amacım takımımla play-off yaşamak.Ayrıca bir sezon daha kontratım var bunu da unutmayalım. Kariyer hedeflerime gelecek olursak da ben dünyanın en iyi ligi olan(kendime göre) Euroleauge'de çalışmak istiyorum. Euroleauge show business olarak gördüğüm NBA'e göre çok daha iyi bir lig bence. Ben de orada olmak istiyorum. Ama sizi oralara çat diye almazlar tabii. Kendinizi göstermeniz,bir şekilde Avrupa'ya kapağı atmanız gerekiyor. Bu da Direk ACB ile İtalya ile olmaz. Belki Fransa,Almanya ile;hatta belki de Polonya,Belçika ile başlarsın bu işe. Sonradan yükselirsin. Benim de İngilizce'nin yanında Fransızca biliyor olmam önemli bir avantaj gibi duruyor.

AK: Hocam çok teşekkürler,çok keyif aldığım bir röportaj oldu. Ümidim hedeflerinize ulaşabilmeniz,sizi bir gün EL'de görebilmemiz.


YP: Ben teşekkür ederim,çok ciddi keyif aldım röportaj sırasında. O maç stresinden kurtulma demiştik ya hani,o açıdan da iyi oldu.. :)

Oscar Torres Telekom'a Doğru


Yabancı siteler bas bas bağırıyor bizim medyamız da tık yok. Öyle Türkiye'de bulunan forumlardaki taraftar görüşlerini,temennilerini alıp transfer haberi gibi yazacağınıza biraz da adam gibi işinize bakın.


Evet,çok önemli bir kariyere sahip Venezuellalı oyuncu Oscar Torres'in Telekom ile anlaştığı söyleniyor. Böyle bir transferi de bekliyorduk onlardan nihayetinde,Telekom'da ne para ne de transfer bitmez. Kennedy Winston'ın eksikliğini(çok büyük bir eksiktir ya) gidermek için almış oluyorlar sanırım Torres'i. Transferin gerekliliğinden bahsetmeye pek gerek yok aslında sonuç belli, şiştikçe şişiyor kadroları. Ama Oscar Torres çok tecrübeli bir oyuncudur,kritik anlarda sorumluluk alabilir. Takıma katkı sağlar da ne olacak bu kadro bilmiyorum ki,Bekir hiç süre almayacak mı,hangi yabancı kenarda kalacak;garip,çok garip...


Torres Nba'de Houston Rockets ve Goldan State Warriors'da rotasyonda yer bulabilmişti kendisine,sonra Avrupa'ya döndü. CSKA,Khimki,Climamio Bologna ve Napoli gibi takımlarda oynadıktan sonra Udine'ye geçti bu sezon. İtalya Ligi Seri A'da 6 galibiyet 20 mağlubiyet ile son sırada olan takımdan da geçtiğimiz hafta ayrılmış,Türk Telekom ile anlaşmak üzereymiş.Bu sezon 12.2 sayı 6.2 ribaund gibi istatistikler yakalayan oyuncu 1975 doğumlu.

15 Nisan 2009 Çarşamba

Efsane İkili

Bu adamları seviyorum yahu,mükemmel bir ikili oluşturuyorlar. Birisi idari koordinatörümüz Yaşar Berber,ötekisi(kısa boylu ve genç) Türkiye'nin en iyi üç masöründen birisi Burak Kozan. Sizin gibi tatlı ve iyi insanlarla sürekli bir arada olabilmek dileğiyle...

Solomon'un Dönüşü


Nasıl etkileyecek Fenerbahçe'yi bilemiyorum. Gricek'in gelişi ile Emir ve Devin Smith'in düşüşe geçmesi gibi bir durum farklı oyuncular üzerinde yaşanır mı bilemiyorum. Sonuçta egosu olan bir yıldız Solomon,bunu da Ntvspor'a verdiği röportajda belli etmiş hemen. Ben yokken kazanmış Efes,Galatasaray ve Beşiktaş ama ben onlara gösteririm demiş adeta... :)
Zaman,zaman,zaman...

14 Nisan 2009 Salı

Gariplikler Ülkesi


Genç Yetenekler köşemizde de konuk etmiştik Melih'i,enteresan bir haber var şu aralar ortada. Adam cuma günü Daçka forması ile oynamış cumartesi günü de Pertevniyal ile maça çıkmış. Ayıptır yahu ayıptır, o çocuğa da ayıptır şu ülke basketboluna da ayıptır...

Bir Derbi de Kupada..

Futbol, Voleybol derken Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin son durağı bu kezde Bayanlar Teknosa Türkiye Kupası Finali oldu. Kupa yarı finalinde Tarsus Belediyesi'ni 84-71 mağlup eden normal sezon lideri Fenerbahçe ile Samsun Basketbol'u 85-82 mağlup eden Euro Cup şampiyonu Galatasaray arasındaki final maçı 14 Nisan Salı günü saat 15:30'da oynanacak ve NTVSpor ekranlarından naklen yayınlanacak.

Bu arada Galatasaray'ın başarılı guardı Esra Şencebe'nin Samsun Basketbol maçında rakip oyuncu Julie McBride ile çarpışması sonucu burnunda bir zedelenme meydana geldi ve bu oyuncunun final maçında oynama olasılığının çok düşük olduğu açıklandı.. Ligdeki iki maçıda Fenerbahçe kazanmıştı, turnuvaya Avrupa Şampiyonu apoleti ile çıkan Galatasaray ise sezon başındaki hedeflerinden birine daha ulaşma amacında. Cumhurbaşkanlığı Kupası ve Euro Cup'ı müzesine götüren sarı-kırmızılılar sezonun üçüncü kupasına da talip fakat son günlerdeki yoğun maç temposunun takıma etkisinin ne ölçüde olacağı ise henüz kestirilemiyor. Temennimiz ise; olaysız ve adına yakışır bir derbi olması..

13 Nisan 2009 Pazartesi

Oktay Mahmudi-Galatasaray




Önümüzdeki sen bu iki ismi yan yana çok sık göreceğiz gibi...

Antalya'da Son Gün




Eveet,nihayet dönebildik, aynen devam. Dönmeden önce de Antalya'da güzel bir maç seyrettim ama sonu ne yazıkki pek hoş değildi. Az sonra yazacaklarımı Salsa'da yorum kısmına yazmıştım,şimdi de yukarıdaki resimle birlikte kendisinin de müsaadesiyle alıyorum.

"Maça iyi giren Karşıyaka idi,klasik işte içeri penetre Hakan'dan sonra da dışarı ya da içeri bir pas ve basket. İkinci yarı Hakan tökezledi,takım da tökezledi. Ama Gerald Brown'a parantez açalım çok iyi idi. Diğer Gerald(Fitch) yine 30 attı da her top elinde olursa şut bulursa atar olmadı pas verirse zaten olacağı bu ne olacak ki?

Kavgaya gelelim. Ben Selçuk Üniversitesi formamla KSK tribününde(5 taraftarları vardı) izledim maçı.. :) Son periyotta sn.hakemler özellikle de Keseratar maçı bilerek verdiler dedirtecekler neredeyse. Öyle olunca da KSK li bazı yöneticiler bağırıp çağırdı zaten maç boyu.

Neyse, maçın en sonunda Ömer düzgün bir üçlük attı,girmedi ve de sürenin bitmediği yüzde bir milyar, Leon ribaundu aldı üzerine biri fırladı hakemler maçı bitirdi,hem de(hangisi bilmiyorum o keşmekeşte) birisi faul çaldı.Sonrasında Ayhan Hoca falan da kotu bir şekilde gitti hakemlerin üzerine. Maç içerisinde Leon Williams ve Mike Benton Traktör dahil tüm Kepezlileri'n tabiri caizse beynine vermişti,Fitch de Leon tarafından mükemmelce bloklanmıştı. O bloğun ardından Leon başını sıvazlamıştı Fitch'in,Fitch birşey yapmamıştı. Acısını çıkarırcasına o da Gerald Brown un başını sıvazladı,bişey yok ortalıkta Levent Bilgin denen her maçta problem çıkartan çirkef herif(burdaki Selçuk maçında da burnu kırık İlker Abinin burnuna bile bile vücudu ile vurmuştu) yine yaptı yapacağını,sinirler gerildi Gerald patlattı bi tane,ardından karıştı ortalık. Yöneticiler sahaya indi kavgaya dahil oluyorlardı neredeyse bildiğin yumruklarla. Sonra Ed ve Traktör de olaya dahil oldu,soyunma odasına giriyordu zaten özellikle Edmund polisler büyüük bir faciayı önlediler,8-10 tanesi durdu önüne hemen çıkardılar. Yanımdaki KSK taraftarları da çirkeflik nedir gösterdiler yani. Öyle bir anda sahaya pet şişe mi atılır be? Oyuncuların falan kafaya patladı daha da sinirlendi KSK li oyuncular(bi de ksk li birinin kafaya geldi). Polisler de heriflerden bir ikisine bir iki cop vurdu haklı olarak. Sonra beni de çıkardılar bi foto bile alamadan."

Ayhan Hoca ile de maçla ilgili biraz konuşma imkanı bulduk,kendisi Kepez gibi taraftar manasında ne olduğu belli olmayan bir takımın bile basketbolu iyi bilen seyircisi olmasına karşın Karşıyaka'da normal maçlara 300 taraftar gelmesinden şikayet ediyor. Karşıyaka taraftarı(hepsi değil tabii) sağa sola sallamaktan biraz da kendi işlerine baksalar iyi olacak gibime geliyor benim de.

Yukarıdaki resimlerden Ed ve Traktör'ün başrolde olmayanının sağ üstünde elinde Selçuk Üniversitesi forması olan kişi de ben oluyorum...

12 Nisan 2009 Pazar

TB2L'de Çeyrek Final Nefes Kesiyor

Türkiye Erkekler Basketbol İkinci Ligi Play-Off Çeyrek Final serilerinde ilk maçlar tamamlandı. Önümüzdeki sezon Beko Basketbol Liginde mücadele etmek için kıyasıya maçlar çıkartan ekiplerin karşılaşmalarında ilk maçları biri dışında favori ekipler kazandı. Tek sürpriz sonuca ise Trabzonspor'u deplasmanda 66-67 mağlup eden Beykoz takımı imza attı..

Levent Demirci'nin 21 sayı, 3 ribaund, 2 asist ile yıldızlaştığı Beykoz'da ayrıca; 11 sayı ile oynayan Enver Ekmen ve 9 sayı, 6 ribaund ile oynayan eski Efes Pilsen'li Hasan Özkan öne çıkan diğer isimler oldular.. Ev sahibi Trabzonspor'da ise; Tyrus Boswell 11 sayı 10 ribaund, Kerem Öztoprak 11 sayı 5 ribaund, Ogün Sevinç ve Umut Tınay ise 10'ar sayı ile karşılaşmayı tamamladılar..

Normal sezonun en yüksek galibiyet yüzdeli ekibi Tofaş ise sahasında Pertevniyal'ı 85-80 yenerek seride 1-0 öne geçmeyi başardı. Özellikle maçın ikinci yarısında müthiş bir çıkış yakalayan ve öne geçmeyide başaran Pertevniyal karşısında tecrübesi ile son bölümde skoru lehine çeviren Bursa ekibinde; Melih Sevda 18 sayı 4 ribaund 3 asist ile galibiyetin baş aktörü oldu. Mehmet Özbakır 13 sayı 6 ribaund, Sean Denison 12 sayı 5 ribaund ve Osman Göllü de 12 sayı ile skorda öne çıkan isimlerdi.. Konuk ekipte; 27 sayı, 3 ribaund, 9 asistle oynayan Joey Knight sahanın en etkili ismiydi. Orhan Hacıyeva 20 sayı 5 ribaund ve Melih Mahmutoğlu 14 sayı 3 ribaund ile mağlubiyete engel olamayan isimler oldular..

Tecrübeli yıldızları ile Birinci Lig'e en yakın takımlardan olan İTÜ ise sahasında Çanakkale Belediye'yi 87-71 mağlup etmeyi başardı. İTÜ adına; 38 sayı, 8 ribaund, 4 asist ile oynayan İbrahim Kutluay adeta "bu ligin MVP'si benim" mesajı verdi. İTÜ'de ayrıca Harun Erdenay 12 sayı 3 asist, Tolga Tekinalp ise 11 sayı 3 ribaund ile karşılaşmayı tamamladılar.. Konuk ekipte Marko Kolaric'in 19 sayı 11 ribaund ve Enes Yoldaş'ın 10 sayı 9 ribaundluk performansları galibiyete yeterli olmadı..

Çeyrek Final serilerinin bir diğer maçında iki İzmir ekibi karşı karşıya geldi. Gelişim Koleji'ni sahasında 92-76 mağlup eden Bornova Belediye seride 1-0 öne geçmeyi başardı. Ev sahibi ekipte; İhsan Azizmahmutoğulları 15 sayı 6 ribaund ile takımının en etkili ismi oldu. Serdar Yavuz 14 sayı 6 asist, Scott Merritt 13 sayı 12 ribaund ve Fırat Aydemir 12 sayı 4 asist ile galibiyette payı olan diğer isimlerdi.. Gelişim Koleji cephesinde ise; 17 sayı 4 asistle oynayan William Caudle'ın performansı skoru çevirmeye yetmedi. Konuk ekipte ayrıca Erhan Kocamış 14 sayı, Buğra Gacamer 12 sayı ve Özcan Sürücü'de 11 sayı ile karşılaşmayı tamamladı..

TB2L Play-Off Çeyrek Final serilerinde ikinci maçlar ise 15 Nisan 2009 Çarşamba günü oynanacak..

10 Nisan 2009 Cuma

Avrupa Aslanları!

Galatasaray Bayan Basketbol Takımı, Fiba Euro Cup finali ikinci maçında Ayhan Şahenk Spor Salonunda ağırladığı İtalyan ekibi Cras Basket Taranto'yu uzatma sonunda 82-61 mağlup ederek Avrupa Şampiyonu oldu..

Normal süresi 69-57 Galatasaray üstünlüğü ile geçilen maçta, ilk maçtaki 12 sayılık dezavantajını normal sürede aşamayan Dişi Aslanlar, uzatma bölümünde rakibine 13-4 üstünlük kurarak kupaya ulaşmayı başardılar.. Galatasaray'da; Sophia Young 27 sayı (2s: 7/15, 3s: 1/1, SA: 6/7, 9 rib, 3 tç, 3 tk) ile maçın en skoreri olurken, son günlerin formda ismi Seimone Augustus ise 23 sayı (2s: 7/15, 3s: 1/1, SA: 6/7, 6 rib, 7 as, 1 blk, 3 tk) ile karşılaşmayı tamamladı. Marina Kress 12 sayı, 8 ribaund ve Işıl Alben de 10 sayı ile galibiyette öne çıkan diğer isimlerdi..

Konuk ekipte; Marie Mahoney 20 sayı (2s: 3/7, 3s: 3/5, SA: 5/5, 4 rib, 1 as, 2 tç, 1 tk) ile takımının en skoreri olurken; Elodie Godin'in 14, ilk maçın yıldızı Suzy Batkovic'in ise 11 sayılık performansları galibiyete yetmedi..

Başta Galatasaray futbol ve erkek basketbol ekibi oyuncuları olmak üzere birçok sporcu ve yönetici de bu maçta tribünde yerini almıştı. Maçtaki atmosfer ise belkide skora etki eden en önemli dış unsur oldu. Bayan Basketbolumuz için belkide Milât sayılacak bu zafer için tebrikler Dişi Aslanlar..

Son Bilet Katalan'ların

Euro League Çeyrek Final serisi son maçında karşı karşıya gelen iki İspanyol ekibinden Regal Barcelona, özellikle temsilcimiz Ersan Ilyasova'nın müthiş performansıyla güçlü rakibi Tau Ceramica'yı 78-62 mağlup ederek Final-Four bileti alan son ekip oldu..

Karşılaşmayı baştan sona kadar üstün bir oyunla kazanan Katalan temsilcisinde; 3/3 üç sayı isabetiyle oynayan Ersan Ilyasova maçı 19 sayı, 10 ribaund ile tamamlayarak takımının en etkili ismi oldu. Maça iğneyle çıkan Juan Carlos Navarro ise 19 sayı, 3 asistle oynarken, Sloven guard Jaka Lakovic de 16 sayı, 3 asistle galibiyette öne çıkan diğer isimlerdi..
Tau Ceramica'da ise; 19 sayı, 7 ribaund ile oynayan Tiago Splitter mağlubiyete engel olamadı. Pete Mickeal 14 sayı, 7 ribaund ve Igor Rakocevic 10 sayı, 3 ribaund, 4 top çalma ile konuk ekipte ayakta kalan diğer isimler oldular.. İki takım arasındaki en önemli fark ise üç sayı isabet oranıydı. İki sayılık atışlarda eşit sayı bulan iki takım, üç sayılık atışlarda ise 11/23 ve 5/19 gibi önemli bir farkla sonucu belirlediler..

9 Nisan 2009 Perşembe

Antalya'da Kriz Büyüdü

Beko Basketbol Liginin güçlü ekiplerinden olan Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde maddi kriz büyük sorunlara yol açtı. Yabancı oyunculara 2 ay, yerli oyunculara da 3 aydır ödeme yapamayan kulüpte son yapılan çalışmaya yabancı oyuncular katılmadı. Yerli oyuncular ise sadece kısa süre şut çalışması yaparak antrenmanı terk ettiler..

Konuyla ilgili olarak konuşan Genel Menajer Doğan Hakyemez, takımın çok zor durumda olduğunu belirterek, “Yabancı oyuncularımızın ardından Türk oyuncular da idman yapmak istemedi. Çok büyük sıkıntılar yaşanmaması için idmanı şut çalışmasına çevirdik. Kısa bir çalışmanın ardından idman sona erdi” dedi.

Hakyemez, Antalya muhabirine yaptığı açıklamada; “Yaşanın sıkıntıları yönetime bildirdim. Sayın Başkan Akaydın’ın danışmanı, sorunu çözmek için çalıştıklarını söyledi. Ama içinde bulunduğumuz durumda hem takım, hem ben çok yıprandık. Para ödenmezse hafta sonu deplasmanda oynayacağımız Aliağa Petkim maçına sadece Türk oyuncularla ve altyapıdan alacağımız 3 gençle çıkacağız. Aliağa maçı, bizim olduğu kadar Kepez için de çok önemli bir maç. Çünkü Kepez’in düşme hattındaki en büyük rakibi Aliağa. Antalya basketbolu için bu kadar önemli olan bir maç öncesi yaşadığımız sıkıntı, çok üzücü” diye konuştu..