BIY AD

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Bayraklaşmak


İki resim arasındaki yedi farkı bulunuz.

21 Temmuz 2009 Salı

Kartal'dan Transfer Harekâtı..

Kadrosundaki önemli parçaları takımda tutarak sezona final hedefiyle başlayan Beşiktaş Cola Turka, iki önemli transferle yeni sezon öncesi kadrosunu hemen hemen şekillendirdi..

Geçen sezon Efes Pilsen forması giyen fakat yaşadığı şanssız sakatlıklar ile pek fazla oynama şansı bulamayan milli oyuncu Engin Atsür ile anlaşan siyah-beyazlılar, Avustralya Milli Takımında da forma giyen Bradley Newley ile de anlaşma sağladı. Geçen sezonu Yunanistan'ın Panellinios Atina takımında tamamlayan 24 yaşındaki genç forvet 2.01 boyunda..

Özellikle ülkesi Avustralya'da önemli başarılar elde eden Newley, 2003 yılında milli forma ile 19 Yaş Altı Dünya şampiyonluğu kazandı. 2005 yılında Avustralya Ligi'nde; All-Star'ın MVP'si, Yılın Rookie'si ve Yılın En İyi 6. oyuncusu ödülünü aldı. 2007 yılında Houston Rockets tarafından 2. turda draft edildi ama sadece Yaz Liginde forma giydi ve aynı yıl Yunanistan'ın Panionios takımına transfer oldu. O sene AEK karşısında 8/8 üç sayı isabeti ile 12/12 şut isabeti yakalayarak Yunan Ligi rekorunu kırdı ve Yunan Ligi All-Star'ına da seçildi..

Son olarak Panellinios'ta forma giyen Newley, geçen sezon Yunan Liginde oynadığı 28 maçta; 10.6 sayı, 4.4 ribaund ve 0.8 asist ortalamaları tutturdu. EuroCup'ta ise 8 maçta; 10.1 sayı, 3.1 ribaund ve 0.7 asist ortalamaları yakaladı. Bu arada 2008 Olimpiyat Oyunlarında da Avustralya Milli Takımı ile 8 maçta forma giyen başarılı oyuncu; 12.7 sayı, 2.5 ribaund, 1.3 asist ve 1.0 top çalma istatistikleri yakalamıştı..

19 Temmuz 2009 Pazar

Basketbol Fahişeleri


Bu yazı, Kemal Erdem Hamamcıoğlu tarafından kaleme alınmıştır.


Aslında bu basının her pozisyonunda görünen bir durum. Medyada patronunun kıçını yalayan çalışanlar olur mesela. A gazetesindeyken doğruları farklıdır, B gazetesine geçince doğruları farklıdır. En liberali, sosyalist olur yeri gelir en sosyalisti ise liberal takılır. Basketbol dünyası küçüktür bu anlamda ancak bu küçük dünyada öpülecek kıç sayısının azlığı öpenlerin sayısını azaltmaz. Bu insanlar basketbolu sevdiği için bu yola baş koyarlar daha sonra kapitalizm bunlarıda esir alır ve 3-5 kuruşa benliklerini terk ederek başka bir kimliğe bürünürler. Haliyle bu tip insanların psikolojileride bozulur ve bir nevi ruh hastasına dönüşürler. Kiminin çenesine vurur kiminin boğazına vurur. Sahiplerinin sesi olduklarından kendi seslerini duyamaz hale gelirler. Türk Basketbolu hakkında çok fazla uzatmaya gerek yok kimin ne mal olduğunu az çok herkes biliyor ve bu kafa olduğu sürece bir arpa boyu yolun alınmayacağıda gerçek.

Kendini otorite sanan bir baltaya sap olamamış yaşı büyük aklı küçük bazı zavallılar bu yazıyı üzerlerine mail kutumu doldurma zahmetininde bulunmasınlar, onlar fahişe olamayacak kadar ucuzlar.

Basının genel anlamdaki seyri bu yönde.

Oysa basın yön vermelidir, olayları olmadan önce öngörmeli ve gerekli yönlendirmeleri yapmalıdır. Bu da hür iradeyle olur. Yoksa yeğenleriniz herhangi bir organizasyonda maaşlı işe başladı diye o organizasyonu korurcasına hareket ederseniz sahibinizin sesi oluverirseniz ve hiçbir gerçeği (görseniz bile) dile getiremezsiniz.

Hal böyleyken daha düne kadar Turgay Demirel federasyonunu topa tutan bazı sözde delikanlı yazarlar şimdi en kral Demirelci oldular çıktılar. ‘’Ben olsam Tanjevic’i derhal kovarım..’’ diyenler şimdi ‘’Bu adama sahip çıkmak boynumuzun borcu..’’ demeye başladı.

Basketbol fahişlerinin artmasında elbette kurumların başlarında olan insanlarında suçu var. Basketbol küçük bir dünya, ‘’Beni eleştirme seni de görürüm..’’ dendiği anda bu fahişeleri satın alıyorsunuz ve onlar sizin borazınınız oluyor. Yarın bir gün bu borazanları ya bir takımda yardımcı koç ya havlucu ya baş koç ya da herhangi bir kademede görevli olarak görüyorsunuz. Temizlik olacaksa en tepeden başlamalı ancak mevcut sistemde temizlik olması mümkün değil.

Hükümete burada tarihi bir görev düşüyor. Basketbolda temiz eller operasyonu başlamalı şayet başlamazsa bu eş-dost muhabbetlerinden kaynaklı devir teslimler kısır bir döngü olarak devam edecek.

Eurobasket-2009 öncesi basında kimlerin nasıl susuturulduğuna bakın, daha düne kadar ateşli bir şekilde Milli Takımları eleştirenler ve Tanjevic’ten memnun olmadıklarını her şartta dile getirenler bir anda sustular. Neden peki ? Fenerbahçe sezona devam ederken Tanjevic konusu sürekli olumsuz anlamda gündemde kalırken sezon bittikten sonra Tanjevic’e olumlu anlamda destek yazıları geliyor. Burada bir çelişki var ya da amaçlar farklı. Amaç asla Tanjevic değil amaç başka bir şey. Başları göğe erene kadar Tanjevic üzerinden kurumları yıpratmak.

Fenerbahçe koçu Tanjevic’i yerden yere vuranlar şuan Milli Takımlar koçu Tanjevic’e destek vere vere bir hal oluyorlar. Kıvırma sanatları başladı. Bir koç iyiyse iyidir, kötüyse kötüdür. Orda başka burada başka eleştiriler olacaksa bunu yapanlar dansözdür.

Türk Basketbolu hiç olmadığı kadar kirli işlere batmış bir durumda. Bu durumdan çıkış yolu yapılacak bir darbe ile olabilir. AK Parti iktidarına tarihi bir görev düşüyor. Futbolun karanlık dönemi olan Ulusao dönemini bir şekilde bitiren hükümet, basketbola Fransız kalmamalı ve derhal bir şeyler yapmalı. Gerekirse alayını gömmeli toprağa, gömsün ki yeni bir şeyler çıksın...
Kemal Erdem Hamamcıoğlu

14 Temmuz 2009 Salı

Ve Efes Bombayı Patlattı..

Igor Rakocevic transferi ile Avrupa çapında dikkatleri çeken ve bu sezon Euro League'de Final-Four hedefiyle sezonu açacak olan Efes Pilsen, uzun süredir gündemi meşgul eden power forvet transferinede noktayı koydu ve NBA patentli Sloven oyuncu Bostjan Nachbar ile 1+1 yıllık sözleşme imzaladı..

Haislip, Morris, Mancinelli gibi isimlerin gündemi sıkça meşgul ettiği Efes Pilsen'de, Michalis Kakiouzis'in yerine bu sezon forma giyecek olan Nachbar geçtiğimiz yılı Rus ekibi Dynamo Moskova'da geçirmişti. Rusya Liginde 24 maçta forma giyen Sloven yıldız; 16.2 sayı, 4.5 ribaund ve 1.8 asist ortalamaları tutturmuştu. Euro Cup'ta ise 16 maçta forma giyen Nachbar, bu kupada ise; 16.1 sayı, 4.8 ribaund ve 2.2 asist ortalamaları ile mücadele etti..

2.06 boyunda ve 29 yaşında olan Nachbar, daha önce Olimpija Ljubljana (1997-2000), Benetton Treviso (2000-2002), Houston Rockets (2002-2004), New Orleans/Oklahoma City Hornets (2004-2006), New Jersey Nets (2006-2008) takımlarında forma giymişti. Efes Pilsen Genel Menajeri Engin Özerhun ise Nachbar'ı kadrolarına katarak transferi noktaladıklarını belirtti. Özerhun; ''Oldukça iyi bir kadro oluşturduğumuza inanıyoruz. NBA'de uzun ve başarılı yıllar geçiren Nachbar'ın önümüzdeki sezon bize önemli katkı vereceğine inanıyorum'' dedi..

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Efes'te Son Aday Mancinelli

Gelecek sezon için Euro League'de Final-Four adına iddialı bir kadro kurmaya hazırlanan Efes Pilsen'de power forvet pozisyonu için arayışlar devam ederken, gündeme önemli isimler de gelmeye devam ediyor.. Haislip'in NBA'e dönmesi, Morris konusunda da henüz tam bir sonuç çıkmaması üzerine alternatifleri deneyen Lacivert-Beyazlıların, son olarakta İtalya Milli Takımında da forma giyen başarılı forvet Stefano Mancinelli'yi gündeme getirdiği iddia edildi..

Geçtiğimiz sezonu İtalya Ligi Serie A'dan düşen UPIM Fortitudo Bologna'da tamamlayan 26 yaşındaki Mancinelli 2.03 boyunda. İtalyan basınında yer alan haberlere göre; birçok Avrupa kulübünden teklifler alan Mancinelli'nin Euro League'de oynamak için Efes Pilsen'e sıcak baktığı ve transferin önümüzdeki günlerde netlik kazanacağı açıklandı.. Geride kalan sezon Serie A'da 30 maçta ortalama 33.5 dakika oynama süresi bulan İtalyan yıldız; 13.8 sayı, 4.3 ribaund, 2.2 top çalma ve 1.9 asist istatistiklerini tutturdu.

UPIM Fortitudo Bologna ile geçtiğimiz sezon Euro Cup'ta da mücadele eden Mancinelli, bu kupada oynadığı 6 maçta; 28.2 dakika, 6.2 sayı, 4.7 ribaund, 2.5 top çalma, 1.5 asist ortalamaları yakalamıştı..

Şutör özelliğiylede dikkat çeken Mancinelli, Seria A'da sezonu şu yüzdelerle tamamladı;
2 Sayı: 117/210 (55.7%) , 3 Sayı: 46/134 (34.3%) , Serbest Atış: 42/60 (70.0%)

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Kepez Transferde Tam Gaz..


Geçtiğimiz sezon ligden düşmekten son anda kurtulan ve bu sezon iddialı bir kadro ile lige girmeyi hedefleyen Kepez Belediyespor, transferde hız kesmiyor.. Ardı ardına önemli transferler gerçekleştiren Antalya ekibi son olarak geçtiğimiz sezon Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi'nde forma giyen Ekenechukwu Brian Ibekwe ile sözleşme imzaladı..

Böylelikle Kepez Belediyespor, geçtiğimiz sezon Beko Basketbol Ligi'nde Oyak Renault formasıyla sayı kralı olan Alex Raymond Gordon ve bir süre Beşiktaş Cola Turka forması giyen Sırp pivot Jovo Stanojevic'den sonra 24 yaşındaki power forvet Ekenechukwu Brian Ibekwe'yi de transfer ederek yeni sezon öncesi önemli bir adım daha atmış oldu. Bir yabancı oyuncu daha alacaklarını kaydeden tecrübeli coach Halil Üner; ''Bir yabancı oyuncu daha alarak yabancı oyuncu transferini bitirmek istiyoruz. Bir oyuncu ile görüşmelerimiz devam ediyor. Birkaç gün içerisinde bu isim netleşir. Gerçekleştirdiğimiz transferle ligde üst sıralara oynayacak bir kadro kurduk. Bu sezon Kepezliler'e ve Türkiye'ye çok keyifli maçlar izlettireceğiz'' dedi..
Antalya ekibi daha önce de iç transferde; Levent Bilgin ve Barış Güney, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nden ise Hadi Doğan ile birer yıllık sözleşmeler imzalamıştı..

Son Şampiyon Sıkıntılı Başladı..

Son Avrupa Şampiyonu ünvanına sahip olan Rusya, Polonya'da yapılacak EuroBasket 2009 öncesinde kadro anlamında sıkıntılı günler yaşıyor. Coach David Blatt tarafından aday kadroya davet edilen NBA patentli forvet Andrei Kirilenko'nun menajeri Marc Fleicher; AK-47 lakaplı yıldız oyuncunun kendisine Avrupa Şampiyonasında forma giymek istemediğini belirttiğini açıkladı. Konuyla ilgili henüz resmi açıklama yapılmazken, yıldız oyuncunun kadrodan çıkarılması halinde aday kadroya alınmayan fakat yedek kadroda gösterilen Fedor Dmitriyev veya Vadim Panin ikilisinden birinin aday kadroya davet edileceği bildirildi..

Rus milli takımında daha öncede takımın bir diğer yıldız ismi, ABD asıllı guard J.R. Holden milli takımdan affını istemiş ve aday kadroya alınmamıştı. Bu oyuncunun yerine natüralize oyuncu kontenjanından BC Khimki'nin ABD asıllı forveti Kelly McCarty kadroya dahil edildi. David Blatt tarafından açıklanan 17 kişilik aday kadroda şu isimler yer alıyor;

Anton Ponkrashov (CSKA), Alexey Shved (CSKA), Viktor Keyru (CSKA), Vitalty Fridzon (Khimki), Sergey Bykov (Dinamo), Yegor Vyaltchev (Triumph), Alexey Zozulin (Spartak St. Petersburg), Andrei Kirilenko (Utah Jazz), Viktor Khryapa (CSKA), Andrei Vorontchevich (CSKA), Sergey Monya (Dinamo), Nikita Kurbanov (Spartak St. Petersburg), Kelly McCarthy (Khimki), Alexander Kaun (CSKA), Dmitriy Sokolov (CSKA), Timofey Mozgov (Khimki), Piotr Gubanov (Univesitet Yugra)..

10 Temmuz 2009 Cuma

Cenk Akyol


Dedikodu...

9 Temmuz 2009 Perşembe

SPOR AHLAKI BU MUDUR?


Kendilerine sağlam bir kazık atan Hakan Demirel ve menajeri Ömer Kart'a yönelik Antalya Büyükşehir Belediyesi basketbol takımı resmi sitesinden yayımlanan sitem dolu, haklı bir sitem dolu, bildiri...


"2009-2010 sezonunu için geçtiğimiz iki sezonun başarılı grafiğini devam ettirmek adına yeniden kurulmaya çalışılan takım kadromuza oyuncu takviye etmeye devam ediyoruz.Bu transfer çalışmaları doğrultusunda ekibimiz geçen sezon Erdemir’de forma giyen Hakan Demirel’e menajeri Ömer Kart aracılığı ile teklif sunmuştur.Hakan Demirel teklifi kabul edip kontratı imzalayıp geri göndermesine karşın oyuncu menajeri Ömer Kart aradaki dostane ilişkileri kullanıp söz vererek kontratı askıya almıştır.Yapılan bu açıklama verilen sözlere rağmen kulüp yönetiminin bir türlü imzalanmayan sözleşmeden duyduğu rahatsızlıkta ne kadar haklı olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Günümüzde transferlere harcanan yüksek ücretlerin oyuncu menajerlerinin iştahını kabarttığı ve kendilerini verdikleri sözlerden döndürebilecek kadar etkilediği görülmüştür.Bu davranış hiçbir şekilde Türk sporcu ve manajer ahlakına yakışmayan bir tutumdur.Geçen bu olayı tüm kamuoyunun takdirine sunuyor ve etik olmayan bu davranış nedeni ile menajer Ömer Kart ile oyuncusu Hakan Demirel’i esefle kınadığımı belirtmek istiyorum.Basketbol camiasının bu gibi davranışları tasvip etmeyeceğine inanıyor,bu tip davranış ve hareketlerin de kişinin hayata bakış açısının aynası olduğunu düşünüyorum. "

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Hidayet Türkoğlu Röportajı-Sepettopu-


http://sepettopu.blogspot.com/2009/07/hidoyla-gece-sohbeti.html: Röportajı aldığımız blog olan, sepet topu blogunun linki. İnsanların kafasındaki soru işaretlerini silen hoş bir röportaj olmuş.

Cumartesi akşamı saat 8'den beri ulaşmaya çalıştığım kişinin telefonu sürekli kapalı ve telesekretere yönlendiriyor. "Fesuphanallah" nidaları eşliğinde ahizeyi kapatıyorum. Bu işlemi defalarca tekrar ediyorum. Artık Türkiye'de saatler gece 03:00'ü gösteriyor. Yani Pazar sabahının ilk saatleri. Uykuya dalmadan son bir kez daha Amerika hatlı numarayı çevirmeye karar veriyorum ve yataktan kalkıyorum. Telefon yine çalmaya başlıyor. Genelde 6. kez çaldıktan sonra telesekreter çıkıyor. 4....5....6....7....(hayret telesekreter çıkmadı)....8....9...Alo...(işte beklenen ses!) Ben: Hido nerdesin baba ya!!! Baycause ben. Hido: Vay baycause kardeşim iyiyim ya koşturmaca işte noolsun.

Bu diyalogla başlayan ve hoş-beş'ten sonra geldik esas konuya.Herkesin merak ettiği Hidayet'in Toronto'ya transferi konusuna. Yaklaşık 10 dakikalık sohbette ise ortaya çıkanlar aşağı yukarı şöyleydi:

Baycause: Hidayet öncelikle Toronto’ya transferin hayırlı olsun.

Hidayet Türkoğlu: Çok teşekkür ederim.

B: Hido, tam Portland Trail Blazers’la anlaştığına dair haberler çıkmaya başladı ki bu haberlerden yaklaşık 3 saat sonra Toronto Raptors ile anlaştığın basına sızdı. Portland’da neler oldu? Neden son dakikada fikrini değiştirdin? O süreçte neler yaşandı?

H.T: Valla her şeyden önce Portland yönetimine çok teşekkür ediyorum. Hakikaten beni çok iyi ağırladılar, büyük bir misafirperverlik örneği gösterdiler. Havaalanında bana unutamayacağım bir karşılama yaptılar. Ama günün sonunda Portland’ın benim hedeflerim açısından en uygun takım olmadığına kanaat getirdim. 5 senedir Doğu Konferansı’nda mücadele ediyorum ve açıkçası hem Amerika’nın doğusunda yaşamaya hem de Doğu Konferansı’nda oynanan basketbol stiline çok fazla alıştım. Bu saatten sonra yeniden Batı Konferansı’na dönmek benim için tuhaf bir deneyim olacaktı. Orada oynanan basketbola yeniden uyum sağlamak çok kolay olmayacaktı benim için. Toronto Raptors yöneticileri ile zaten görüşme halindeydim ve Genel Menajer Bryan Colangelo’dan beni tatmin eden bir teklif gelince ben de Doğu Konferansı takımı olan Toronto’yu
tercih ettim.

B: Peki eşin Banu’nun senin Toronto’yu tercih etmende önemli rol oynadığı iddia edildi. Toronto’nun Türkiye’ye daha yakın oluşu ve orada Türk nüfusun daha yoğun olmasından ötürü Banu Hanım’ın Toronto’da yaşamak istediği ve senin de bu yüzden Raptors’ı Blazers’a tercih ettiğin söylendi. Gerçekten eşin karar vermende seni etkiledi mi?

H.T: Kesinlikle böyle bir şey yok. Yani evli bir insanım ve kariyerim ve geleceğim ile ilgili önemli bir karar alırken elbette eşime ve aileme danışacağım. Sonuçta transferim konusunda karar verirken de eşimin görüşünü almam kadar doğal bir şey olamaz. 5 yıl gibi uzun bir süreçten bahsediyoruz ve ben tek başıma hareket etmeyeceğim. Eşim benim bugüne kadar verdiğim tüm kararlarda her zaman arkamda olmuş ve beni desteklemiştir. Toronto’ya gitme kararı benim kararımdır ve eşim de bu kararımda benim yanımda yer almıştır hepsi bu.

B: Portland’da takımın zaten hali hazırda Brandon Roy ve LaMarcus Aldridge, Greg Oden gibi geleceğini üzerine kurduğu üç oyuncu var. Toronto’da ise All-Star forvet Chris Bosh ile birlikte sen Toronto’nun iki ana parçasından biri olacaksın. Toronto’da üstleneceğin rolün büyüklüğü de senin karar vermeni etkiledi sanırım.

H.T: Haklısın. Portland’da genç ve yetenekli oyunculardan kurulu bir takıma “ağabeylik” yapacaktım. Toronto’da ise Bosh ile birlikte takımı bizim etrafımıza kuracaklar. Ayrıca kadroda Andrea Bargnani, Jose Calderon gibi çok kaliteli Avrupalı oyuncuların olması da benim için bir avantaj. Bunlar işte beni hep Toronto’ya çeken nedenler oldu.

B: Gelelim parasal konulara. Duyduğumuza göre Portland’ın ilk teklifi 5 yıl için 50 milyon dolardı. Daha sonra ise bu rakamın 5 yıl için 57 milyon dolar olduğu iddia edildi. Portland’ın teklifi gerçekte neydi senin ağzından duyalım.

H.T: İlk rakam doğrudur. Portland 5 yıl için 50 milyon dolarlık bir teklifte bulundu.

B: Peki Toronto’nun teklif ettiği rakam nedir? NBA.com’da yayınlanan bir haberde iddia edildiği gibi 60-61 milyon dolar civarında bir kontrat mı sundular?

H.T: Hayır, o çok abartı bir rakam. Duyduğuma göre Türkiye’de bazıları 5 yıl için 80-90 milyon dolar alacağımı yazmışlar. Nasıl uyduruyorlar, nasıl abartmayı başarıyorlar anlamak mümkün değil. İnan henüz net rakamlar belli değil. Avukatım bu işleri yürütüyor o yüzden net bir şey söyleyemiyorum.

B: 53-56 milyon dolar arasında bir rakam telaffuz ediliyor?

H.T: Evet, o civarda bir rakama anlaşacağız. Şunu da söyleyeyim. Eğer Toronto bana Portland’la aynı parayı vermiş olsaydı bile benim tercihim yine Toronto olacaktı.

B: Biraz da artık “eski takımın” olmak üzere olan Orlando Magic ile son dönemlerde yaşadıklarından bahsetmeni rica edeceğim. Şüphesiz Orlando bu sene tarihinde 2. kez final oynadıysa bunda en büyük pay sahibi sensin. 5 seneni verdiğin bir takımda üstelik finale çıkarmayı başardığın bir sezonda takımın seninle anlaşmak yerine adeta arkandan iş çevirerek başka bir oyuncuya yönelmesini nasıl değerlendiriyorsun?

H.T: Valla aslında hiç o konulara girmek istemiyorum, gerçekten beni çok üzen bir konu. Onlar farklı bir yola girmek istediler ve bunun için başka bir hamle yaptılar. Ben de bu karara saygı duyarım ve kendi yolumda devam ederim.

B: Bu konuda yine önemli bir söylenti de Orlando’nun sana bir teklifle geldiği ve senin bu teklifi beğenmeyip reddettiğin yönündeydi. Sen bu teklifi reddedince Orlando’nun da buna misilleme olarak takasla Vince Carter’ı aldığı söylendi. Gerçekten olay böyle mi gelişti?

H.T: Valla bana NBA Draft’ından iki gün önce, 23 Haziran Salı günü Orlando’dan resmi bir teklif geldi. Ben de gelen teklif için teşekkür ettim ve üzerinde düşünmek için birkaç gün süre istedim. Ben daha kabul edeyim mi etmeyeyim mi diye teklifi avukatım ve ailemle düşünürken 2 gün sonra Perşembe günü Vince Carter’ı aldılar. Benim bu takastan en ufak bir haberim bile yoktu ve gerçekten çok şaşırdım. O transfer üzerine zaten benim yapabileceğim bir şey kalmamıştı ve ben de ayrılmaya karar verdim.

B: Hidayet, vakit ayırıp sorularımı yanıtladığın için sana çok teşekkür ederim.

H.T: Ben teşekkür ederim, inşallah en kısa zamanda Türkiye’de görüşmek ümidiyle…

5 Temmuz 2009 Pazar

B Milliler Bronzla Döndü


Akdeniz Olimpiyatı'nda Erkek Basketbol B Milli Basketbol takımımız ev sahibi İtalya'yı çok rahat geçip bronz madalya elde etti. Kendilerini tebrik ediyoruz. Bir önceki maçı şanssız bir şekilde güçlü Yunanistan'a vermeseydik belki de kupayla dönüyor olacaktık şimdi ama bu başarıları için de oyuncularımızı ve koç Alaaddin Yakan'ı kutluyoruz. Üniversite Milli Takım'a giden oyunculardan ve federasyonun kavgalı olduğu oyunculardan dolayı tam kadro olamasak da başarılı bir turnuva geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Sinan'ın oyunun her alanına katkısı, Engin'in liderliği ve pes etmeyen yapısı ile, özellikle üç uzatmaya giden ve faul problemimizden dolayı 5 kısa ile mücadele etmek zorunda kaldığımız gruptaki İtalya maçı aklımızda en fazla kalan enstantanelerdi turnuvadan.

Bayan B Millilerimiz'de turnuvayı 5. likle kapattılar ayrıca. Onlar da Ümit Şampiyonası nedeniyle tam kadro değildiler yine.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Tebrikler B Milliler(Türkiye 121-119 İtalya)


Hiç bilgimiz olmuyor ne yapıyor ne ediyor bizimkiler. Turnuvanın herhangi bir lig maçındakinden çok daha az önemsendiği kesin zaten de, şöyle adam gibi haber bile yok. TBF'nin sitesinde bile desem haksız sayılmam herhalde.


Bunun yanında organizasyondaki rezaletten bahsetmemize bile gerek yok sanırım. O reklamlardaki atletik ayı(!) da bana bundan 15 sene önce oynanan atari oyunlarını hatırlattı. O kadar iğrenç olmuş abi.


Neyse, bizimkiler üçte üç yaptılar. Maçların hiç birini seyretmedim, seyretmeyi çok istiyordum ama uygun olamadım. Bir de zaten ne verecekleri belli olmuyor adamların maçı vereceğiz diyorlar vermiyorlar falan, daha da bir sıkıntı. Ama doğrusu son maçı kaçırdığıma çok üzüldüm. Üç uzatmaya birden gitmiş maç, hem de son çeyreğe 13 sayı farkla mağlup girmiş olmamıza rağmen. Engin mükemmel bir liderlik yapıp galibiyeti getirmiş tebrikler gerçekten, sakatlığı da atmış belli ki. Cemal Nalga'dan etkileyici bir performans gelmiş ayrıca. Barış ve Sinan da galibiyette önemli rol oynayan diğer oyuncular olmuşlar. İstatistikler işte:


B MİLLİ ERKEK TAKIM (121): Yunus Çankaya 11 (3 ribaund- 1 asist), Erkan Veyseloğlu 11 (1 ribaund), Engin Atsür 26 (5 ribaund- 5 asist), Hakan Demirel 12 (4 ribaund- 2 asist), Mutlu Akpınar 3 (1 ribaund- 1 asist), Sinan Güler 20 (7 ribaund- 4 asist), Cihad Şahin 2 (5 ribaund), Mutlu Demir 1 (1 ribaund), Barış Hersek 17 (6 ribaund- 3 asist), Cemal Nalga 18 (14 ribaund- 2 asist- 2 blok)


İTALYA (119): Fredecico Bolzonella 7 (2 ribaund- 1 asist), Lorenzo D’Ercole 12 (4 ribaund- 1 asist), Marco Allegretti (3 ribaund), Daniele Cinciarini 26 (4 ribaund), Giuliano Maresca 5 (1 ribaund- 1 asist), Pietro Aradori 29 (4 ribaund- 2 asist), Alessandro Cittadini 4 (2 ribaund), Tomasso Rinaldi 12 (6 ribaund), Luigi Datome 16 (16 ribaund), Andrea Renzi 6 (3 ribaund), Andrea Crosariol 2 (1 ribaund- 1 asist)


1.PERİYOT: 20-19

2.PERİYOT: 12-26

3.PERİYOT: 25-25

4.PERİYOT: 24-11

1. UZATMA: 12-12

2. UZATMA: 16-16

3.UZATMA: 12-10


Çeyrek finaldeki rakibimiz zayıf Fas olmuş, yarı finalde başarılar diyebiliriz şimdiden takımımıza, böyle büyük konuştuğum zaman işler genelde ters gider ama bakalım.