BIY AD

17 Eylül 2009 Perşembe

EuroBasket 2009'da Çeyrek Finalin İlk Ayağı..

Polonya'da devam eden EuroBasket 2009'da ikinci tur grup maçları tamamlandı ve çeyrek finale kalan sekiz takım belirlendi. İkinci tur gruplarını ilk dört sırada tamamlayan ekipler çeyrek final bileti alırken, çeyrek final maçlarıda turnuvaya ara verilmeden başlayacak..

Çeyrek finalin ilk maçında E Grubu ikincisi Rusya ile F Grubu üçüncüsü Sırbistan karşı karşıya gelecek. İki ekipte ikinci tur maçlarını 3 galibiyet 2 mağlubiyet ile tamamladı. Turnuvaya; Kirilenko, Holden, Khryapa gibi üç önemli yıldızından yoksun gelen Rusya, özellikle grup maçlarındaki inişli çıkışlı grafikleri ile dikkat çekti ve hatta grubu Yunanistan'ın bile önünde tamamlamaları büyük bir şans oldu onlar açısından bana göre. Ruslarda turnuva boyunca; 14.0 sayı ve 5.7 ribaund ortalaması ile oynayan tecrübeli forvet Kelly Mc Carty ile birlikte; 13.0 sayı ve 5.0 ribaund ortalaması ile oynayan 2.15'lik genç pivot Timofey Mozgov bu maçta da öne çıkabilecek isimler olarak görünüyorlar..
Sırbistan cephesinde ise herşeyden önce mücadele gücü yüksek genç isimler dikkat çekiyor. Turnuva boyunca genelde az atıp az yiyen Sırplar, milli takımımız karşısında da uzatma devresine kadar direnmeyi başarmışlardı. NBA patentli pivot Nenad Krstic 13.5 sayı ve 5.2 ribaund ortalamaları ile en dikkat çeken isim olurken, takımın oyun kurucusu Milos Teodosic ise 13 sayı ve 6.2 asist ortalamaları ile Sırbistan'ın parlayan diğer yıldızıydı. İstatistik olarakta birbirine çok yakın olan bu iki ekibin mücadelesininde denk ve sert geçeceği, bununla birlikte skorun az olacağı bir karşılaşmanın bizi beklediğini düşünüyorum. Şahsi fikrim ise daha dinamik ve disiplinli görünen Sırbistan'ın bu zorlu turu geçeceği yönünde. Hiç kuşkusuz Sırplar için en önemli handikap ise dün Litvanya ile son bölüme kadar başabaş giden çok zorlu bir maç yapmış olmaları ve bu maça hiç dinlenmeden çıkacak olmaları..

Çeyrek finalin ikinci maçında ise turnuvanın tek namağlup takımı olan Fransa ile kağıt üzerinde turnuvanın favorisi olarak gösterilen ama gruptan bile son anda çıkmayı başaran İspanya karşı karşıya gelecek. Beşte beş yaparak grup maçlarını tamamlayan Fransızlar adeta basketbolda atletizmin nasıl doğru kullanılacağını gösterir gibiler. Çoğu otoriteye göre Avrupa'nın en iyi oyun kurucusu olarak gösterilen Tony Parker önderliğinde önemli zaferlere imza atan ve NBA patentli oyuncuları ile turnuvanın en dikkat çeken takımı olmayı başaran Fransa'nın bu sefer işi hiç kolay değil. Her ne kadar turnuvaya kötü başlasalarda son maçlarda toparlanan ve Polonya karşısında eski günlere dönüşün sinyallerini veren İspanya kuşkusuz Fransa'nın bu maça kadar karşılaşacağı en güçlü rakip olacak. Fransa'da; 18 sayı ortalaması ile oynayan Tony Parker takımın hücumdaki en önemli parçası durumunda. Parker Fransa için o kadar önemli ki, takımın ikinci en skorer oyuncusu Portland'lı Nicolas Batum'un sayı ortalamasının sadece 9,7 olmasıda bu önemi açıkça gösteriyor. Tabi skorun Parker haricinde diğer oyuncular arasında hemen hemen eşit dağılımıda gözden kaçmıyor, bu da onların takım olarak iyi bir bütünlük içerisinde olduğunun en önemli göstergesi durumunda..
İspanya'da ise her zaman olduğu gibi iki önemli yıldız Pau Gasol ve Juan Carlos Navarro'nun skorda önderliği dikkat çekiyor. Pau Gasol 17.3 sayı ve 8.2 ribaund ortalamaları tuttururken, Navarro ise 14.7 sayı ortalaması tutturmayı başardı. Tecrübeli skorer ayrıca Polonya karşısında 7/9 üç sayı isabetiyle de, ki çoğu çok zor atışlardı, ne kadar önemli bir şutör olduğunu bir kez daha gösterdi. Ayrıca İspanyollar hemen hemen her istatistikte Fransızlarıda geride bırakmış durumdalar. Bu maç için en önemli faktör ise Parker-Gasol düellosundan kimin galip çıkacağı. Rakibin yıldızını durdurmayı başaran ekip denk geçmesi muhtemel olan bu karşılaşmadan galibiyetle ayrılmayı başaracaktır. Tabi İspanya'nın Polonya ve Litvanya maçındaki oyunu ile bu mümkün, yoksa turnuva geneli performanslarla Fransa'nın tura daha yakın olduğu aşikâr. Kişisel görüşüm bu maçında son bölüme kadar çekişmeli geçeceği yönünde. Her ne kadar Fransa'nın turu geçmesini istiyor olsam da, tahminim; hücum zenginliği daha fazla olan ve rakibine göre daha şutör bir takım olan İspanya'nın bu karşılaşmayı zor da olsa kazanacağı yönünde. Ama tabi unutulmaması gereken en önemli detay ise dün akşam Lodz'da Polonya ile karşılaşan İspanya'nın aynı gece yola çıkarak bugün Katowice'de bu maça çıkacak olması. Bu yorgunluğun takıma ne derece yansıyacağını, yansır ise sistemleri yüksek tempo olan Matadorların atletik Fransızlarla ne kadar baş edebilecekleri kestirilmesi güç bir durum. Olası bir uzatmada Fransa'nın işinin daha kolay olabileceğini düşünüyorum bu sebeplerle..

Hiç yorum yok: