BIY AD

30 Kasım 2009 Pazartesi

Ümit Avcı Röportajı{Nbaturka.net}




Türk Basketbolu'nu yakından takip eden Miliyet/Fanatik gibi gazetelerde yazarlık yapan ve önemli röportajların altına imza atan Ümit Avcı ile bu sefer biz bir röportaj yaptık.

Tüm soruları verdiği içten cevaplarla oldukça doyurucu bir röportaja imza atan Ümit Avcı'ya tekrardan teşekkürlerimizi iletiriz ve noktasına virgülüne dokunmadan bu soluksuz röportajı veriyoruz ;


Kemal Erdem: BBL’de kalite istenilen düzeyde mi ve ligin kalitesi Euroleague’de mücadele eden takımlarımızın performansını da etkiliyor mu ? Türk futbolunda sürekli konuşulur bu tip şeyler ‘’Lig kalitesiz takımlar Avrupa’da bu nedenle yanılsamalar yaşıyor’’ gibisinden. BBL’yi domine eden Fenerbahçe ve Efes Pilsen’de bunları yaşıyor mu ?


Ümit Avcı: Ligimiz kesinlikle istenilen düzeyde değil. Bunu çok net söyleyebiliriz. Düşünün sezon başlarken daha kimlerin final oynayacağı belli. Ligin üst düzey takımları arasındaki fark çok net ortada. Ligin üstünde değil, altında büyük bir çekişmenin olacağı konuşuluyor. Yani 3. şampiyonluk adayını çıkaramayan ligimizde, küme düşme ihtimali olan en az 7-8 takım var deniyor. Bu lige tabii ki kaliteli denmez. Haliyle bu Avrupa’daki performansları da etkiler. Mesela Malaga’yı ele alalım. Bu takımın bir hafta rakibi Barça, diğerinde Real, diğerinde Valencia, diğerinde Badalona…Zaten kendi liginde Barça ayarında bir takımla karşılaşan ekip hafta içi Avrupa’da oynayacağı Zalgiris maçını kendisine dert eder mi? Onlar hep hazır haldeler yani.

Ama işin iyi tarafından bakacak olursak, Fransa, Almanya, hatta Yunanistan liginden daha iyi durumdayız. Daha da iyi olabileceğimiz konusunda da benim umudum var. Çünkü gelirler bu sezon ciddi artabilir, bu olursa da daha iddialı takımlar kurulur, başarı kendiliğinden gelir.

KE: Çok tartışılan Fenerbahçe – Efes Pilsen serisinde gerçek sorumlular size göre kimler. Bu işe yıllarca emek veren biri olarak temel nedeni ne olarak görüyorsunuz ? Hakemler deniliyor, Ergin Ataman’ın tavırları deniliyor bir çok şey söyleniyor. Size göre aslan payı kimindi olayların çıkmasında? Ki bu tip bir olay kolay kolay bir daha yaşanmayacak türden.


ÜA: Suçlular kim bilmiyorum ama suçsuz olan hiç kimse yok. O kadar uzun bir konu ki aslında. Hakemlerin çok etkili olduğunu düşünmüyorum, ilk kez hakem hatası yapılmıyor ligimizde, ki sürekli hakem hatalarını yaşayan bir ligi izliyoruz. Ligin kalitesini sorguluyoruz ama hakemlerin çok daha vasat olduğunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Yani hakemler hata yaptı, böyle oldu diyemeyiz. En çok tartışılan maç 5. karşılaşmaydı. O maçta Fatih Söylemezoğlu’nun verdiği karar seriye damga vurdu. Ben açıkçası o kadar o saniyede verilir mi diyemem. Çünkü kural var. Avrupa Şampiyonası’nda böyle bir durumla karşılaşsak ne yapacaktık. Ha… Orda sportmenlik dışı çalacak başka hakem olur muydu, o da tartışılır ama sonuçta karar yanlış değildi. Yanlış olan o düdüğü çaldıktan sonra verilen tepkiye, hakemlerin de aynı şekilde tepki vermesiydi. Yani sadece sportmenlik dışı faul olsa, karar o kadar konuşulmazdı ama arkasından peş peşe çalınan teknik fauller işin dozunu kaçırdı.

Kulüplerin arasında zaten giderek artan bir rekabet var. Karşılıklı açıklamak yapılıyor. Bunlar çok garip gelmiyordu bana. Ergin Ataman konusu da farklı aslında. Ergin Ataman’ın sorunu normalde federasyonla. Çünkü Turgay Demirel ile birbirlerinden nefret ediyorlar. Ama olay Fenerbahçe-Ergin Ataman muhabbetine getirildi. Bunu getirenlerin de kasıtlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir kişiyı nasıl bitirirsiniz. O alandaki en güçlü isimleri üzerine salarsınız. E, Fenerbahçe’nin gücü zaten belli. Ergin Ataman da düşündüğünü söyleyince, hiç frene basmayınca ortam iyice gerildi. Aslında ben kendisinin biraz daha sakin olmasını beklerdim. Çünkü şu anda sahadaki başarılara baktığımızda Aydın Örs ekolünden gelmiş birisi olarak Türk antrenörlüğünün liderliğini yapmalı. Bu liderliğe soyunmak için de çok daha sağduyulu davranmalı.

Gelelim Fenerbahçe’nin rolüne. Bunu söylemem birçok kişinin hoşuna gitmiyor ama suçun büyüklerinden birisi de Fenerbahçe’ye ait. Daha final serisi oynanırken, Fenerbahçe TV’de yapılan bir program vardı. Hakem kararları tek tek ele alındı. Ne yazık ki, bunu da Mehmet Baturalp gibi çok saygın bir abimiz ve sevgili dostumuz Ömer Koçsan yaptı. O program da taraftarı galeyana getirdi. Sonra Efes SKY Türk’te bu programın rövarnşını yaptı, bir yönetici bağlanıp bağırdı çağırdı. Düşünün basketbolun elit kişileri denen kesim bunu yaparsa, taraftar neler yapmaz. Onlar da ellerinden geleni yaptı! Kaderin cilvesi olsa gerek, o zaman taraftarlarının rakip tarafından tahrik edildiğini savunanlar, şimdi Galatasaray maçında böyle olay görmediklerini söylüyorlar, Galatasaraylılar da taraftarlarının tahrik edildiğinden şikayetçi.

KE: Aynı seride olay bağıra bağıra geliyorum diyordu aslında. İlk 2 maçta Ataman’a açıklamalarından dolayı bir ceza verilseydi taraftar bu kadar tahrik olur muydu ? Ve federasyon 6. maç için extra güvenlik önlemleri alamaz mıydı ?


ÜA: Şunu gözden kaçırmamak lazım. Olaylar ilk iki maçtan sonra çıkmadı. Hatta 3 ve 4. maçta da çıkmadı, 5. maçta başladı. Söz konusu açıklamalar da çok sert değildi bence. Rakip takım coachu milli takım antrenörü olduğu için mi bana çalınan teknik faul, ona çalınmıyor sözünün birilerini o denli etkilemesi bana imkansız geliyor. Yani ortada söylenenlerin dışında iki tarafı da biraz argo olacak ama gaza getirenler oldu. Güvenlik konusuna gelince kesinlikle önlem alınmalıydı. Ancak basketbol salonlarına ilk kez geldiklerine adım gibi emin olduğum kişilerin, kombine koltuklarda oturmasını da birilerinin organize ettiğini düşünüyorum. Yani alınacak önlemler belki olayları biraz azaltırdı ama mutlaka bir şeyler çıkacaktı.

KE: Herkesin konuştuğu konu şu Federasyon ne Fener’i ne de Efes’i kızdırmak istemiyor ve iki takımın huyuna ve suyuna gidebilmek için kaş yapayım derken göz çıkartıyor. Siz buna katılıyor musunuz ?


ÜA: Kesinlikle katılıyorum. Turgay Demirel gerçekten çok zor durumda kaldı. Bir yanda kendisini seçtiren Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe var. Demirel’in, Lutfi Arıbogan ile girdiği yarışı nasıl kazandığını herkes hatırlar. Eğer Fenerbahçe’nin desteği olmasa, Demirel asla seçilemezdi. Ama Efes de Demirel’i desteklemişti. Ayrıca Turgay Demirel, FIBA’ya karşı güçlü olabilmek için Efes’i küstürmemeli. Allah korusun Efes’in bu işten çekildiğini düşünsenize. Yatırımlar azalır, Ülker de desteğini iyiden iyiye çeker, ligimiz çok sıradan bir hale gelir. Bu durumda normal olan, kimseye ayrıcalık tanımamaktır, kim neyi hak ettiyse onu uygulamaktır ama bir kez ipin ucu kaçtı Artık Federasyon dengeyi kurmak için bir sağa bir sola eyyam yapıyor. Tabii burada Tanjevic’in milli takım antrenörüyken, İtalya’ya gidiyorum blöfü yapması, ardından Federasyonun ilişkilerini kullanarak, Türk Basketbolu’nun yaşayan efsanesi Aydın Örs’ün yerine milli takım antrenörünü Türkiye’nin en büyük camialarından birisinin başına geçirmesi, hem maddi, hem de manevi büyük bir yükten kurtulup, adeta yapılan hataların etrafına bir zırh örmesi, olayı çok farklı noktalara getirdi. Yani Federasona yakınlık konusunda Fenerbahçe bir adım öne geçti.

KE: Federasyon hakkında neler düşünüyorsunuz ve sizce Basketbol için yapılan yapılanmalar yeterli mi ?

ÜA: Federasyon hakkında konuşurken herkesin dediği şey, Türk Basketbolu çok ilerledi, onbeş yıl önce hayal olan şeyler şimdi gerçekleşti… E tabi olacak. 15 yıl önce benim için telefondan e-mailleri kontrol etmek de hayaldi. Yani her şey gelişirken, basketbol yerinde mi sayacaktı. Bu işi yöneten Turgay Demirel ise, bu gelişmeleri kullanarak basketbolu büyütmek zorundaydı, bunu yaptı. Ama Turgay Demirel değil de Tuncay Bakırel olsa bunlar yapılmayacak mıydı, belki biraz fark olacaktı ama basketbol yerinde saymayacaktı.

Basketbol Federasyonu’nun şu anda kötü bir imajı olduğunu düşünüyorum. Bir kere herkesle kavgalı. Etraflarında bir kesim var, onlara göre bu ekip dışındaki herkes basketbolun kötülüğünü istiyor, bunun için örgütleniyorlar. Bu nasıl düşünülebilir. Türk Basketbolu’nun gelişmesini bu işin içindeki kim istemeyebilir. Eleştiri yaptığınızda bir anda düşman oluyorsunuz. Federasyon Başkanı size selam bile vermiyor. Hani onun selamı çok mu önemli diyeceksiniz, tabii ki değil. Ama o kurumun başındaki kişi, basketbol ailesi vs edebiyatı yapıyorsa, herkese selam vermek mecburiyetindedir. Yani Turgay Demirel Türk Basketbolu’nun sahibi değil, yöneticisidir.

KE: 2010’da Milli Takımdan beklentileriniz neler ve ne yaparız ? 2010’da olası bir başarısızlıkta Tanjevic gider mi? Eğer giderse bu onunla kalır mı başka canlar da yanar mı ?


ÜA: Kötü bir şey düşünemiyorum, düşünmek istemiyorum. Umarım çok başarılı bir şampiyona geçiririz. Gerçi mevcut durumda bunu gerçekleştirmek çok zor ama belki taraftarla, atmosferle tarihi bir başarı elde edebiliriz.

Tanjevic gider mi kısmına gelince. Gitmeli… Bundan önce 10 kez daha gitmeliydi. Dünya Şampiyonu olsak da gitmeli. Çünkü Türkiye’ye yok ekolmüş, yok gelecekmiş diyerek çok şey kaybettirdi. Birçok şampiyonayı heba etti. Ne yani 2010’da başarılı olsak bu Tanjevic’in eseri mi olacak?

Ha Hido’yu guard, Ersan’ı 2, Semih’i 3, Oğuz’u 4, Ömer’i de 5 oynatarak şampiyon olursa, o zaman ben de kendisine hak veririm. Adam yıllardır bunu denedi. Bir bildiği vardır derim. Ama sen yıllardır birinde Kerem Tunçeri’yi alma, birinde Mehmet’i birinde Hido’yu alma, Ama baktın olmuyor, herkesi yerli yerinde oynat, maceraları, yıllardır kurduğun fantezileri bir yana bırak. Sonra oyuncular gerçek yerlerinde normal şekilde oynatıldığında takım başarılı olsun. Sen bundan pay çıkart, başarı benim diyerek milleti aldat. Yok, o kadar değil. Hele ki Allah korusun başarısızlık falan olursa, Tanjevic de gider, başkaları da…

KE: Sezona kötü başlayan bir Fenerbahçe var. Takım içinde olan sorunlar ayyuka çıkmış vaziyette. Tek tek sormak yerine genel sormak en iyisi. Fenerbahçe’de bu olan bitenlere ne siz ne ben ne de bizim gibi daha önce bu olayı ön görenler şaşırmıyor lakin insanları şaşırtan ısrarla ve inatla Tanjevic’in neden görevde tutulduğu. Siz Tanjevic’in kalması halinde Fenerbahçe’nin bu senesini nasıl görüyorsunuz ?


ÜA: Sizin de söylediğiniz gibi her şey beklendiği şekilde gelişiyor. Ne yazık ki Fenerbahçeli oyuncuların artık mutlu olmadığı maça çıktıklarında yüzlerinde anlaşılıyor. Tanjevic’in arkasında milli takım konusunda neden bu kadar çok durulduğunu ben de anlamadım Aynı başarısızlıkları bir Türk antrenör yapsa çoktan sınırdışı edilirdi. Demek ki bilmediğimiz ilişkiler var.Fenerbahçe’de kalması ise başta söylenenler yüzünden. Sonuçta onu getiren Mahmut Uslu ve Turgay Demirel’di. Şimdi Fenerbahçe’den gönderilirse, milli takımdaki kredisi de bitecek. Belki de Demirel, 2010’daki olası başarısızlığı buna yükleyecek. Onun için tutuyor olabilirler ama kim ne derse desin, hem milli takımda hem de Fenerbahçe’de yaptıklarıyla Tanjeviç Türk Basketbolu’na çok büyük zararlar vermiştir.

KE: Aziz Yıldırım’ın, Aydın Örs’ü ikna çabaları hakkında çeşitli söylentiler var. Sizce Örs geri dönüş yapar mı ? Örs/Mahmuti formülü olursa bu formül Euroleague’de büyük hedefler için dev bir adım olur mu ?


ÜA: Aydın Örs’ün geri dönüşü kolay değil. Çünkü dönerse çok şeyi değiştirmesi lazım. Kendisini daha önce ‘satan’ insanlarla birlikte çalışacağını sanmıyorum. Bunun için Azız Yıldırım’ın çok kararlı olması, basketbolun anahtarını sınırsız yetki ile kendisine sunması lazım Örs gelirse, Euroleague için, Türkiye için, Türk Basketbolu için çok sağlam bir adım atılır. Fenerbahçe’deki son senede takımı getirdiği noktayı düşünün. Biz bir yıl sonrasında kesin final-four oynar bu takım, ona göre takviyeler yapılır derken, bir anda her şey tersine döndü. Aydın Örs gelir, Oktay Mahmuti gibi kendisini ispatlamış bir antrenörü yanında getirirse çok büyük şeyler olur bence.

KE: Efes Pilsen sezon başında iyi transferler yapmasına rağmen Avrupa’da istenilen seviyede değil. Sizce bu sorunun temel nedeni kendini daha çok lokal başarıya endexleyen Ergin Ataman mı ?


ÜA: Ergin Ataman Efes’te çok yalnız. Manzaraya bakın; Federasyonla mücadele ediyor, Fenerbahçe ile didişiyor, takımı kurmaya çalışıyor, transferler için bizzat başkana gidiyor. Doğal olarak da çok yoruluyor, saha içinde yapmaması gereken hataları yapıyor. Bunlar geçen sene için çok geçerliydi. Ancak bu sene kurduğu kadro artık hataya yer bırakmıyor. Transferde tam nokta atışı yaptıklarını söyleyemeyiz. Mesela tam bir 4 numaraları yok. O açağı Nachbarla ne kadar doldurabilirler zaman gösterecek. Ardından Santiago alındı. Çok önemli bir isim olabilir ancak asıl ihtiyaç o değildi. Bunlar kendi tercihleri. Bu sezon Efes’in ilerleyen dönemde çok daha iyi bir ekip olacağını düşünüyorum. Ama olamazsa o zaman suçlu bu teknik ekip olacaktır. Şunu belirtmeden de geçmeyeyim, geçen sezon bu yalnızlığı için Ergin Ataman, Aydın Örs’ün, kendisinin de üzerinde bir yetkiyle Efes’e gelmesi için çok çalıştı, Aydın Hoca da bu fikre sıcak baktı ama birileri engelledi bu oluşumu ve Efes tarihi bir fırsat kaçırdı.

KE: Beşiktaş’ın lige bu denli iyi başlaması sizce sürpriz mi ? Böyle devam ederler mi ? Beşiktaş’da şubenin iyi yönetilmediğine katılıyor musun ?

ÜA: Bence sürpriz değil. Beşiktaş çok iyi bir takım kurdu. Özellikle Muratcan, Cevher, Haluk iskeletini korumaları, çok iyi yabancıları takıma katmaları, milli guard Engin’i takıma kazandırmaları çok önemliydi. Hatta Ermal’i de istediler, bir de o gelseydi… Çok başarılı olabilir Beşiktaş bu kadroyla ama böyle devam edip etmemeleri yönetime bağlı. Yine para sorunu başladı çünkü. Telekom maçını izlerken, oyuncuların mücadelesine hayran kaldım. Ama bu takıma da sahip çıkmazsa yönetim, onların da paraları ödenmezse ve geçen yıllardaki dağılma olursa, çok yazık olur. Bu kadroya bunu yaşatanlara da ‘yazıklar olsun’ demek farz olur.

KE: Telekom’un inişli-çıkışlı performansını neye bağlıyorsunuz ?

ÜA: Bu yıl Telekom hakkında konuşmak için erken bence. Takımın beyni olmadan mücadele ediyorlar ve yepyeni bir düzen kurmaya çalışıyorlar. Mutlaka daha iyi savunma yapabilmeliler. Ancak bunun için de 4 numarada kısa kalıyorlar. Bir yabancı hakları daha var. Yerinde bir takviye ile çok iyi bir takım olabilirler. Çünkü şu anki görüntüde sadece atarak kazanabilecek bir takım kimliğindeler.

KE: BBL’nin bu seneki falına bakarsanız sizce play-off yapacak olan takımlar hangisi ve şampiyonluk favoriniz kim ?

ÜA: Efes Pilsen, Fenerbahçe Ülker, Beşiktaş Cola Turka, Galatasaray Cafe Crown, Banvit, Türk Telekom kesin… Para problemini aşarsa Kepez ve şu anki durumlarına rağmen Mersin’i avantajlı görüyorum. Şampiyonluk için yine Fenerbahçe ile Efes Pilsen final oynar, mevcut durumda Efes çok rahat kazanır. Ancak zaman neler gösterecek, ne gibi değişimler veya takviyeler yaşanacak, hep birlikte göreceğiz.

KE: Euroleague’de takımlarımızın şansı sizce ne ve bu sezon Euroleague’de final-four ve şampiyonluk adayınız kimler ?

ÜA: Barcelona, Panathinaikos, Siena ve Olympiakos çok güçlü adaylar. Bunların arasına Türkiye’den Efes Pilsen’in girme ihtimalinin olduğunu düşünüyorum. Ama bu küçük bir ihtimal. Çok şeyin değişmesi lazım orada da.

KE: Ömer Aşık için özel bir soru olacak. Ömer Aşık’ın mental olarak kendisini daha da geliştirmesi gerekiyor mu ? Ömer’in kendisine olan bir özgüven sorunu var sanki ve bunun temel nedeni ne olabilir ?


ÜA: Ömer’i çok yakından tanıyorum. Açıkçası güven sorunun olduğunu düşünmüyorum. Tam tersi kendisine güvenen bir isim ama o çocuk çok yıpratıldı. Düşünün o olmasaydı, bizim Polonya’da ikinci tura çıkmamız bile çok zor olurdu. Şampiyona öncesi kim derdi ki, Ömer önce Gortat’ı, ardından Gasol’u, sonra Krstic’i madara edecek diye. Aslanlar gibi oynadı, takımı Ersan ile sırtladı. Ama maç kaybedilmesi onun faul kaçırmasına bağlandı. Coach, Yunanistan maçının hemen sonrasındaki açıklamasında gencecik çocuğu yem olarak ortaya attı ve hiç olmayan suni bir sorun yarattı. Ömer bu zamana kadar faulleri sokuyordu da neden bir anda bu hale geldi. Çocuğu birazcık rahat bırakalım, hep beraber göreceğiz neler yapabileceğini.

KE: Oğuz Savaş ne yaparsa yapsın belli bir süre aralığında oynuyor. Çok iyi oynadığı maçlarda kenara geliyor. Oysa Oğuz’a sadece Fenerbahçe’nin değil Milli Takımında ihtiyacı var. Oğuz hakkında görüşleriniz neler ?


ÜA: Ne yazık ki o Tanjevic’in kafasındaki basketbolcu tanımına uymuyor, kolları çok uzun değil, hareketli değil. Avrupa’nın en iyi sırtı dönük 2-3 oyuncusundan birisi ama coach sırtı dönük oyuncu sevmiyor! Adam hazırlık turnuvalarının en iyisi, Polonya’da süre alamıyor, geçen sezon tam kıpırdınacak, final serisinde 4 dakika ortalama ile oynuyor. Kesinlikle o yeteneğe yazık ediliyor. Gerçi dikkat edin son haftalarda Tanjevic ona bel bağlamaya başladı. Çünkü kredisinin azaldığının kendisi de farkında. Macera aramak yerine, daha önce başarılı olmuş düzene dönüyor.
KE: NBA basketbolu ve Avrupa basketbolu karşılaştırması yaparsak sizce hangisi daha ağır basar ?

ÜA: Açıkçası ben NBA’i çok sevemedim, sevemiyorum. Oradaki organizasyona, yapılanlara, yönetime saygı duyuyorum, hatta hayran oluyorum. Ama saha içindeki basketbol savunma zayıf olunca sıkıyor beni. Euroleague maçları çok daha sert geçiyor. NBA’i play-off döneminde izlemeyi daha çok seviyorum.


KE: NBA ağırlıklı bir siteyiz malum ve finalide NBA ile yapalım istedik. NBA’de sempati duyduğunuz bir takım var mı varsa hangi takım ? Düzenli olarak NBA’i takip ediyor musunuz ? Şampiyonluk favoriniz kimler ve en sevdiğiniz oyuncu ?


ÜA: Açıkçası sürekli tuttuğum bir takım yok. O senenin kadrolarından hangisi daha cazip geliyorsa onu destekliyorum. NBA’in en çok sevdiğim tarafı bu, genelde o sezonun güçlü takımını tuttuğum için çok üzülmüyorum. :)

Tabii ki bizimkilerin yani Utah’ın, Toronto’nun ve Milwaukee’nin kazanmasını daha çok isteyeceğim ama Cleveland bana bu sezon hoş bir takım olarak geliyor. Belki LeBron’un kalitesi, Shaq’ın sempatisi bilmiyorum ama onların busezon başarılı olmasını çok istiyorum. Mantığım ise gülen takım bu kez Boston diyor. Sonuçta NBA sizin işiniz, hepiniz benden çok daha iyi biliyorsunuzdur, onun için çok ahkam kesmeyeyim ben bu konuda.

KE: Murat Murathanoğlu ile birlikte sizin FB TV’de program yapmanızı isteyen bir çok Fenerbahçeli taraftar var. Onlara söylemek istediğiniz bir şey var mı ? Böyle bir teklif gelse kabul eder misiniz ?

ÜA: Böyle bir istek olduğunu bilmiyordum. Eğer varsa teşekkür ederim, mutlu olurum. Murat Abi bizim çok değer verdiğimiz kişilerden birisi. Basketbola ben de onun sesinden maçları dinleyerek merak saldım. O isimlerle birlikte anılmak bile gurur verici. Ama kulüp yayın organlarında bulunmak benim için etik bir durum olmaz. Bu Fenerbahçe, Galatasaray,Beşiktaş fark etmez. Hani siz kötü niyetli olmazsınız, istediğiniz gibi yayın yaparsınız, yönetim size özgürlük verir, ne konuşursan konuş der, ama sonunda birisi çıkar, siz orada bunu yapıyorsunuz der. Bunlar çok hassas dengeler. Eğer öyle bir istek varsa, gurur duyarım, mutlu olurum ama sadece bu kadar.


KE: Klasik bir bitiriş olacak ama nbaturka.net hakkındaki düşünceleriniz ?

ÜA: Son dönemde iyice ön plana çıkmaya başladı bu site. Sonuçta meslek gereği, basketbol hakkındaki tüm yazılanları takip etmeye çalışıyorum. Bu yaparken de içi gerçekten dolu olan yazılar, araştırmalar hoşuma gidiyor. Bunları sitenizde bulabiliyorum. Zaten basketbolseverlerin gün içinde belli aralıklarla uğradığı siteler var. Artık basketdergisi. turkbasket, megabasket, basketbolig derken, sizi de sık kullanılanların arasına ekledim, sürekli takip ediyorum. Umarım çok daha iyi hale gelirsiniz.

Hiç yorum yok: